Alfred Adler Sözleri

Alfred Adler, bireyin yaşamındaki birçok davranışın aşağılık duygusunu aşma çabasından kaynaklandığını savunmuştur. Bu kavram, bireylerin yetersizlik duygularını telafi etmek için geliştirdikleri çabaları açıklar.
İnsanların yaşamda üstünlük, başarı veya mükemmellik arayışında olduklarını öne sürmüştür. Bu çaba, bireyin kendisini geliştirme ve topluma katkıda bulunma ihtiyacını yansıtır. İnsanların doğuştan sosyal bir yapıya sahip olduğunu ve çevresiyle bağ kurma, yardımlaşma gibi özelliklerin bireysel mutlulukta önemli rol oynadığını vurgulamıştır.
Adler, bireylerin kişiliklerinin ailedeki rollerine göre şekillendiğini savunmuştur. Örneğin, ilk çocuk, ortanca çocuk veya son çocuk olmanın bireyin kişiliği üzerinde farklı etkileri olduğunu belirtmiştir.
Alfred Adler Sözleri Anlamlı
* Her insan, kendi kaderinin mimarıdır.
* Hedeflerimiz, kim olduğumuzu belirler.
* Her şeyi gerektiğinden çok ciddiye alma!
* Her birey, kendi hikayesinin kahramanıdır.
* Hayatın anlamı, başkalarına hizmet etmektir.
* İhmâl, toplumsallık duygusunun bir eksiğidir.
* Mutluluk, başkalarına hizmet etmekle bulunur.
* Hayatın zorlukları, büyümek için fırsatlardır.
* Sosyal ilgi, insan ruhunun en önemli parçasıdır.
* Hayatın her aşaması, yeni bir öğrenme fırsatıdır.
* Hayatın temel amacı, topluma katkıda bulunmaktır.
* Yaşamda en büyük tehlike, fazlaca önlem almaktır.
* Gerçek cesaret, hatalarımızı kabul etmekle başlar.
* İnsan ruhu, sürekli gelişim ve değişim halindedir.
* Bir çocukla konuşmak sanattır, öğrenilmesi gerekir.
* Her birey, içinde bir kahramanlık potansiyeli taşır.
* Başkalarına zarar veren, aslında kendine zarar verir.
* İnsan doğasının özü, iş birliği yapma yeteneğindedir.
* Hayattaki en büyük tehlike çok fazla önlem almanızdır.
* Hayat, bir görev ve sorumluluk duygusuyla anlam kazanır.
* Belki de mutluluk, güçlükleri yenmenin en iyi ifadesidir.
* Bütün başarısızlıkların kökeninde aşağılık duygusu yatar.
* Çocuklar, sevgiyle büyütüldüğünde güçlü bireyler olurlar.
* Yalan söylemek, güvensizliğin ve güçsüzlüğün belirtisidir.
* Aşırı ilgiyle büyütülmüş çocuk, cesaretini kolay kaybedebilir.
* Bağımsızlık, insanın kendi ayakları üzerinde durmasıyla başlar.
* Başkalarına güvenmeden hayat, korkuyla dolu bir yalnızlık olur.
* Hiçbir şeyin önemi yok. Ya kurtuluşumu istiyorum ya da batışımı.
* Sosyal bağlarımızı kaybettiğimizde, yalnızlık içinde kayboluruz.
* Üstünlük çabası, insanın gelişimini motive eden en büyük güçtür.
* Bir çocuğun geleceği, ailesindeki sevgi ve destek ile şekillenir.
* Bütün davranışlar, bilinçli ya da bilinçsiz bir hedefe yöneliktir.
Alfred Adler Meşhur Sözleri
* Kıskanç bir insanın yararlı olabileceği tek bir durum bile yoktur.
* Prensipler uğruna savaşmak, onlara uygun yaşamaktan daha kolaydır.
* Gerçek hayatı çekilmez bulan hırslı insan, hayal dünyasına sığınır.
* Bütün bireysel sorunlar, toplumsal bağların eksikliğinden kaynaklanır.
* Üstünlük kompleksinin temelinde her zaman bir aşağılık kompleksi yatar.
* Bir kişinin gerçek değeri, başkalarına ne kadar yardım ettiğine bağlıdır.
* Uygarlığımızda bir kızın özgüvenini ve cesaretini yitirmemesi kolay değildir.
* Bütün psikolojik sorunlar, insanın sosyal bağlarından kopmasından kaynaklanır.
* İnsanlar arasında sevgi ve empati bağları kurmadan, gerçek anlamda insan olunamaz.
* Bir kişinin problemleri onun kişisel hikayesidir; bu hikaye çözülmeden huzur bulunmaz.
* Herkesin bir yere ait olma ihtiyacı vardır; bu, insan doğasının temel bir özelliğidir.
* Her büyük fikir, her sanat eseri varlığını insanlığın yorulmaz yapıcı ruhuna borçludur.
Alfred Adler Kitap Sözleri
* İnsan ancak içerisinde bulunduğu yaşam şartlarını kabul ettiği zaman mutluluğa ulaşabilir.
* Mutlak bir doğru yoktur, ancak bu doğruya en yakın bir şey var ki o da toplumsal yaşamdır.
* Bir kadının çocuk yapması ya da yapmaması gerektiği kararı tümüyle kendisine ait olmalıdır.
* Oyun oynamaktan kaçan çocukların ruhsal gelişimlerinde her zaman bir aksaklık sözkonusudur.
* Dikkat, ilgi duyulan bir nesnenin belirli bir amaçla ele geçirilmesini sağlayan bir araçtır.
* İnsanların asıl korkusu, başarısızlıktan değil, sorumluluktan kaçarak kendini küçümsemektir.
* Bir insanın karakterini can sıkıcı psikolojik çözümlemelerden çok, gülüşünden anlamak mümkündür.
* Her ruhsal yaşamın başında az çok bir aşağılık duygusunun yer aldığını kabul etmek gerekecektir.
* Bir çocuğun yaşam modeli çelişki temeline dayanıyorsa, rüşvetle söz dinlemesini sağlamak olanaksızdır.
* Bir insanın değeri, toplumsal işbölümünde üzerine düşen yeri ne ölçüde doldurduğuna bakılarak belirlenir.
* Her ruhsal yaşamın başında az çok bir aşağılık Sözleri duygusunun yer aldığını kabul etmek gerekecektir.
* Çocuğun aile çevresindeki bir kişiye göstereceği aşırı sevginin hiçbir zaman gözden kaçırılmaması gerekir.
* Tüm yaşamımız, insanların birbirini karşılıklı etkileyebileceği varsayımına bağlı olarak akıp gitmektedir.
* İki kişinin aynı şeyi yapması, aynı şey değildir; ama aynı şeyi yapmasalar da, yaptıkları aynı şey olabilir.
Alfred Adler En Çok Beğenilen Sözleri
* Sürekli güvenlik duygusu insanı, daha mükemmel bir gerçeğe ulaşmak için şimdi ki gerçeği aşmaya zorlamaktadır.
* İnsan iradesi özgür değildir. İşin doğrusu, bir amaca bağlanır bağlanmaz insan iradesi özgürlüğünü yitirecektir.
* Ruhsal ilişkiler örgüsünden koparılıp alınmış bir tek ruhsal olaya dayanılarak insanı tanımak gibi bir işe kalkışılamaz.
* Çocuğun anne ve babasıyla ilişkini anlamak istiyorsak her zaman aile içinde durumu bütün ayrıntılarıyla görme durumundayız.
* Hayatta birçok kötü olayla karşılaşmış güçsüz çocukların hayal gücü üstün düzeydedir; böylesi çocuklar, düş kurup dururlar hep.
* Yalnızca kötü olanı görmek ve suçlamak yetmez. İnsan kendine şu soruyu sormalıdır; bütün bunların düzelmesi için ben ne yaptım?
* Bir insanın devinimlerinin yöneldiği amaç, o insanın çocukken dış dünyadan aldığı izlenimlerin etkisi altında gelişip ortaya çıkar.
* Kadınların erkeklerden daha az yetenekli olduğu savı bir masaldan, gerçekmiş izlenimi veren bir uydurmacadan başka nitelik taşımaz.
* Kendini beğenmişler kendini beğenmişliklerine doyum sağlamaktan alıkonuldu mu, hiç değilse başkalarına üzüntü vermek, acı çektirmek isterler.
* Her isteyiş, bir yetersizlik duygusuyla ilgilidir, insanda bir doyum, bir hoşnutluk, bir yeterlilik sağlama eğilim ve dürtüsünün doğmasına yol açar.
* Erkek eşinin aynı zamanda arkadaşı olmalı, eşinin yaşamını kolaylaştırmaya ve zenginleştirmeye çalışmalı, eşinin gönlünü hoş etmekten kıvanç duymalıdır.
* Sanrı, ruhsal berilimin alabildiğine büyük boyutlara ulaştığı, insanın amacından itilip uzaklaştırılacağı korkusuna kapıldığı durumlarda ortaya çıkmaktadır.
Alfred Adler Sözleri Facebook
* Bazen insanlar, kendini beğenmişlik ya da kibir sözcüğü yerine kulağa daha hoş gelen hırs sözcüğünü kullanarak kendilerini biraz temize çıkarmaya çalışırlar.
* Tırnak kemirme ve burun karıştırma gibi dikkat çeken kötü alışkanlıklara sahip insanlar, ilgili davranışlarıyla inatçı kimseler olduklarını ele verdiklerini bilmezler.
* Başkalarının yaşamına katkıda bulunma şeklinde en ufak bir niyet taşımaksızın kişiliğimizi bir boşluk içinde geliştirmemiz gerektiğini düşünürsek yalnızca emir vermekle yetinen antipatik biri oluruz.
* Hayatın tek tek olayları bakımından sıklıkla gözlemlediğimiz bir şey var ki, o da bazı kimselerin yaşam konusunda kendilerinde varolan yeteneklerden haberlerinin bulunmayışı ve ilgili yetenekleri küçümsemeleridir.
* Kadınla erkek arasındaki uzlaşma ve dengenin karakteristik özelliği arkadaşlıktır. Kadın ve erkek arasındaki ilişkide karşı tarafı boyunduruk altına almak, tıpkı ulusların yaşamındaki gibi katlanılmaz nitelik taşır.
* Henüz anlaşılmamış biçimde de olsa din’in de toplu yasama zorunluğundan doğduğu görülür; dinde kutsanmış toplu yaşam biçimleri, anlayıcı ve kavrayıcı düşüncenin yerine geçerek bireyler arasında bağlayıcı öğe rolünü oynar.
* Kendilerini ezik durumda hissedenlerin yaşamın küçük bir kesitinden dışarı çıkamayanlar arasında yer alacağını, hayattan biraz yüz çevirmiş kişilerin yaşamın sorunlarını, yasama gereği gibi ayak uyduranlar kadar açık seçik göremeyeceğini söyleyebiliriz.
* Hayatta kadınların nasıl ikinci derecede rol oynamakla yükümlü kılındığını gören bir kızın cesaretini yitirip, kendisini bekleyen işlere pek istenildiği gibi el eyguzelsozler.com atamayacağı, yaşamın karşısına çıkaracağı ödevlerden korkup soluğu kaçmakta alacağı doğal, bunun da kendisini ise yaramaz bir duruma sokacağı kuşkusuzdur.
* Özetlersek diyebiliriz ki, düş, düşü görenin kafasının bir sorunla meşgul olduğunu, ayrıca bu sorun karşısında ne gibi bir tutum takındığını ortaya koyar. Düşte düşü görenin çevresine karşı tutumunu etkileyen toplumsallık duygusu ve güçlülük eğilimi gibi iki etken özellikle rol oynar, en azından bunların düşte hafiften ızlerini ele geçirmek mümkündür.
* Bizim gezegeni dışarıdan gelip görecek tarafsız bir gözlemci şu sonuca varacaktır, kuşkusuz: bütün o toplumsal kurum ve kuruluşları, kendilerini güvence altına almaya yönelik girişimleri, evlerinin üzerinde yağmuru geçirmeyen çatıları, ısınmak için giydikleri giysileri, trafiği kolaylaştırmak için yapılmış yollarıyla bu insanlar yeryüzü sakinlerinin anlaşılan en güçsüzleridir.
* Kadının yetersizliğine ilişkin önyargı ve buna bağlı olarak erkeğin kendini beğenmişliği, her iki cinsiyet arasındaki uyumu sürekli bozarak inanılmayacak bir gerilimin doğmasına yol açar; ilgili gerilim, özellikle sevgi ilişkilerine de nüfuz ederek tüm mutluluk olanaklarını aralıksız tehdit altında tutar, hatta çok kez yok eder. Tüm aşk yaşamımızı zehirleyerek kurutup bir yangın yerine çevirir.