Ayfer Tunç Sözleri

Ayfer Tunç, 1964 yılında Adapazarı’nda doğmuş Türk yazardır. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olmuştur. Yazın hayatına edebiyat dergilerinde yayımladığı öykülerle başlamış, daha sonra roman ve deneme türlerinde eserler vermiştir.
İlk romanı Kapak Kızı 1992 yılında yayımlanmıştır. 2001 yılında yayımlanan Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek, 1970’li ve 80’li yılların Türkiye’sini anlatan önemli bir eseridir. Yeşil Peri Gecesi, Dünya Ağrısı, Osman ve Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura gibi romanları, bireyin iç dünyasını ve toplumsal değişimleri ele alan eserlerdir.
Ayfer Tunç Sözleri Anlamlı
* Öyle ya da böyle, daha toprağa girmeden çürüyoruz.
* Kevaşelerin gözden düşüşü daha ikinci gecede başlar.
* Zaman örtmüyor, ama yatıştırıyor; bu da az şey değil.
* Kelimelerin iyi geldiği, yarım kalmış insanlarız biz.
* Vaktim çok boldu, ama silik kadınlarla harcamak istemedim.
* Kimse bilmez, en çok gülenlerin içi en çok kanar. – Kapak Kızı
* Vicdan sahiplerinin mağdur ettikleriyle imtihanı çok zorludur.
* Korkaklıktandı bir bitki kadar mutlu olması, kuru kuru yanması…
* Yazılmayacak bir romanın içinde, yazılacakmışız gibi yaşamıştık.
* Gidenlerin arkasından en çok suskunluk konuşur. – Yeşil Peri Gecesi
* İnsan göz göze konuşurken gözlerde başka bir konuşma yürüyor sanki.
* Ayna ayna söyle bana, kestikçe saçlarımı bir şey değişir mi hayatımda?
* Benden sonra ikide bir birilerini sevip durdu. Ben, kimseyi sevemedim.
Ayfer Tunç Kitap Alıntıları
* Hayat, kayaç katmanları gibi parçalarına ayrılan değersiz bir kütledir.
* Hayatın bir anlamı yoktur ama yaşamak hayata bir anlam verme uğraşıdır.
* Hikâyeler insanı kendi kuyusundan çıkarır, başkalarının kuyularına atar.
* Ağızda hapsolmuş kelimelerle, ağızdan çıkmış kelimeler arasında fark var.
* Büyümüş olmak mıydı içimi burkan, yoksa o tuhaf masumiyet miydi, bilmiyorum.
* Normal insan haz veren hayaller kurar. O içine dolan kederi kendi çağırıyor.
* İnsan ne kadar uzağa kaçarsa kaçsın, en çok kendisinden kaçamaz. – Kapak Kızı
* Bazı sessizlikler, en gürültülü çığlıklardan daha çok şey anlatır. – Kapak Kızı
* Kelimeler bazen anlamını yitirir, çünkü bazı duyguların dili yoktur. – Kapak Kızı
* Hayat denen rezalete, musibete, felakete tahammül etmek için gamsız olmak şarttı.
* Sanki derimin altında benden daha büyük bir şey var ya da beni yutmuş bir boşluk.
* İnsan her şeyi unutabilir, ama unutmaya çalıştıklarını asla unutamaz. – Kapak Kızı
* Kendi hayatını seyrederek yaşayanların hikâyesi hep yarım kalır. – Yeşil Peri Gecesi
* İddialı bir babanın oğlu; İddialı babalar en çok evlatlarının istikbaliyle oynayanlar.
* Bazı insanlar, başkalarının gözünde yaşamak için kendi ruhlarından vazgeçer. – Kapak Kızı
* İnsan kendine bir kere bile itiraf edemediği duyguların esiri olabilir. – Yeşil Peri Gecesi
* Kendi içindeki fırtınayı dindiremeyen, başkasının fırtınasında kaybolur. – Yeşil Peri Gecesi
* İnsan, en çok affedemediklerine benzer. – Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
* Zarar vermek bir kişilik özelliği, zarar vericiler her durumda zarar vermenin bir yolunu bulur.
Ayfer Tunç En Çok Paylaşılan Sözleri
* Bazen susmak, anlatmaktan daha güçlüdür. – Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
* Bazen sevdiğiniz biri gider ve siz, hayatınızın o an durduğunu hissedersiniz. – Yeşil Peri Gecesi
* İnsanın hayatı bir rahim arayışından ibarettir. Ev rahimdir. Bundandır kendimize bir ev aramamız.
* Öyle derine işleyen bir şeydi ki okul numarası, insan ilkokul numarasını hiç unutmaz, unutamazdı.
* İnsan, bazen kaybolmadan kendini bulamaz. – Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
* Bazı şeyler söylenmez, sadece hissedilir. Ama hissedilen her şey de unutulmaz. – Yeşil Peri Gecesi
* Geçmiş, insanın peşinden gölgesi gibi gelir. Işığı nereye düşerse, gölge de oradadır. – Kapak Kızı
* Hayat, bazen uyanmak istemediğin bir rüyadır. – Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
* Yaşanmıştan kurtulmak yok. Unutup kurtulmak yok. Toprağa girene kadar peşini bırakmıyor yaşanmış olan.
* Her insan, kendi yalnızlığının içinde kaybolur bir gün. – Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
* Karım evde bir masam olmasını istemiyordu, kitaplığım olmasını da. Karım aslında evde ” ben” olmasını istemiyordu.
Ayfer Tunç Sözleri Tumblr
* Herkesin bir hikâyesi vardır ama herkes hikâyesini anlatamaz. – Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
* İhaneti çekici kılan şeyin şehvet olduğunu sanırlar; şehvet seldir, sürükleyendir, doğru; ama asıl çekici olan cesaretmiş meğer.
* Bazı insanlar, kendilerine bile anlatamayacakları kadar derin acılar taşır. – Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
* Bazı yaralar kapanmaz, sadece kabuk bağlar ve en ufak dokunuşta yeniden kanar. – Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
* Sevmenin insanı böylesine var edebileceğine inanmazdım, yaşadım; sevmenin yokluğu fikrinin bile insanı yok edebileceğine de. Onu da yaşadım.
* Hayat dediğin dünya üzerinde bir arayış… İnsan ne aradığını da bilmiyor işin kötüsü. Bulsan da bir bulmasan da… Belki pes etmek en iyisidir.
* Bazı hikâyeler tamamlanmaz, eksik kalır. Ama eksik eyguzelsozler.com hikâyeler bile anlatılmayı hak eder. – Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
* Pazar günleri, hayatın intikam günleri… Neşeli başlasın öyle geçsin diye gayret edildikçe insanı koyu bir yalnızlığa, anlaşılmaz bir kedere iten günler.
* Mümkün olsa kalan ömrünü şu anda isteyene verir. Almam diyen bir Allah’ın kulu da çıkmaz. Herkes pek seviyor hayat denen bu sıkıntıyı, kimsenin ölesi yok.
* Suç böyle bir şey diye düşündü, asla kendisiyle sınırlı kalmaz, geçmişi de ortaya döker, yeniden yazar, kuyruğuna başka şeyler takılır, devasa bir günah haline gelir.
* Bağlılığın güven duygusuyla ilgisi var, bağlanmak biraz da güvenmek demek. Güven insana iyi gelen bir his. Öte yandan bağlılık özgürlüğün de ayaklarını bağlayan bir his.
* Normal insanlar huzurla, herhangi bir vicdan sızısı duymadan uyurlarken. Madenci ve ben ve bizim gibiler dünyanın derdi denen soyut, tarifsiz bir yükü çekmeye yazgılıyız.
* Güzel şeyleri de unutmak istiyor. Güzel şeylerin ertesi günü mahveden, yıkıcı bir tarafı var… Ama unutmak diye bir şey yok, unuttuğunu sanmak var, çocukluk mazeret olamıyor.
* Bana bakan gözler artık dikkatimi çekmiyor. Çektiği olursa da size vereyim demek istiyorum, alın sizin olsun bakmaktan hoşlandığınız bu yüz, yalnız günleri sayılı, söylemedi demeyin.
* Oysa hayat naz maz tanımıyordu. Kendimden biliyordum. Hayat hiç beklemediğin anda öyle kafa atardı ki, ağzın burnun dağılırdı. O zaman anlardın işte büyümek neymiş. Nasıl acı ve erken bir şeymiş.
* Duygular andır, gelir geçer. İnsansak eğer, bir duygudan bir duyguya geçeriz. Her birinde sonsuza kadar kalacağımızı sanırız. Aşk mı? Hiç bitmeyecek ki.. Ölüm mü? Hiç gelmeyecek ki.. Ömür boyunca defalarca doğarız ve ölürüz.
* Şimdi kendi cümlesini arıyordu: hayattan beklediği şeyleri elde ettiği anda hepsinin budalaca olduğunu anlamış, yalnız bir adam. Belki. Bir cümle olabilir miydi bir hayatı değerli kılan? Yoksa, tek cümleye sığdırılmış hayat çok mu boştu? Hayatın nesi doğru
* Giderek küçülen, küçüldükçe daha da içine kapanan, toprakta uyuduğu söylenen altına dair boş bir hayal besleyen, böylece geleceksiz kaldığını inkar eden bir şehrin ışık sızan tek penceresinin ardında, az sonra sönecek bir sobanın başında oturmuş, kederden öldü ölecek iki kişiydiler…
* Madenci yutkundu. Derin bir suçluluk hissinin boğazında düğümlendiği belli oldu. Bakışları yerinde durmuyordu, kaçışıyordu, kirpikleri huzursuzca kırpışıyordu. Ama Mürşit sormadı. Sormaya hakkı yok. Konuşurken sabahları bile bulsan, gece konuşmalarının da bir sınırı var. Ruhunu katman katman açarsın, ama çekirdeğinde öyle bir kor vardır ki, kendin bile dokunamazsın.