Edward Said Sözleri

Edward Said, Filistin asıllı Amerikalı düşünür, edebiyat eleştirmeni ve akademisyendir. 1935’te Kudüs’te doğmuş, eğitimini ABD’de tamamlamış ve Columbia Üniversitesi’nde profesörlük yapmıştır. En ünlü eseri Oryantalizm (1978), Batı’nın Doğu’yu nasıl ötekileştirip denetim altına aldığını anlatır ve postkolonyal teorinin temel taşlarından biri kabul edilir.
Filistin davasının savunucusu olarak da tanınır. Kültür, emperyalizm, kimlik ve sürgün gibi konular üzerine önemli katkılarda bulunmuştur. 2003 yılında hayatını kaybetmiştir.
Edward Said Sözleri Anlamlı
* Anlatmak, direnmektir.
* Yersiz olmak, her yerde yabancı hissetmektir.
* Sessizlik, çoğu zaman en şiddetli reddiyedir.
* Oryantalizm, Doğu’yu bir nesneye indirgemektir.
* Sürgün, dünyayı eleştirmenin en keskin biçimidir.
* Ezilenin hikâyesi, çoğu zaman anlatılmadan gömülür.
* Kültür, iktidarın hem aracıdır hem de eleştirisidir.
* Filistin, bir coğrafya değil, bir vicdan meselesidir.
* İmparatorluklar yıkılır ama kurdukları söylemler kalır.
* Bir halkın dili çalındığında, belleği de çalınmış olur.
* İktidarın en sofistike hali, anlatıyı kontrol etmesidir.
* Kelimeler, tanklardan daha uzun vadeli işgal araçlarıdır.
* Entelektüel, sadece konuşan değil, gerektiğinde susan kişidir.
* Sürgün, insanın sadece toprağını değil, sesini de yitirmesidir.
* Sömürge sonrası toplumlar, dilin içinde bile esaret altındadır.
* Tarih yazanların değil, tarih yaşayanların hikâyeleri önemlidir.
* Sürgün, geçmişle şimdiki zaman arasında bölünmüş bir varoluştur.
* Sömürge sonrası dünya, hâlâ sömürge öncesi kelimelerle anlatılıyor.
* Kimliğimiz, başkalarının bize dair yazdıklarıyla şekillendirilmemelidir.
* Tarihi değiştiremeyiz belki, ama onu anlatma biçimimizi değiştirebiliriz.
* Oryantalist düşünce, Doğu’yu ehlileştirilmesi gereken bir çocuk gibi görür.
* Doğu, Batı’nın kurguladığı bir hayalettir; var olan değil, tasvir edilendir.
* Eleştirel düşünce, mevcut düzene rahatsızlık vermekten çekinmez.– Entelektüel
* Kendine ait bir hikâyesi olmayan halklar, başkalarının hikâyelerinde figüran olur.
* Kültür, sadece zevk değil; aynı zamanda baskının örtüsüdür.– Kültür ve Emperyalizm
* Emperyalizm sadece toprak değil, hayal gücünü de işgal eder.– Kültür ve Emperyalizm
* Kimliğimiz sabit değil, tarihsel karşılaşmalarla biçimlenir.– Kimlik, Toprak ve Sürgün
* Doğu’yu açıklamaya çalışan her Batılı metin, aslında Batı’nın kendisini açıklamasıdır.
* Ezilenin sesi olmak, onu temsil etmekten daha çok, onunla birlikte susmamayı gerektirir.
* Filistinli olmak, hem bir halkı temsil etmek hem de görülmeyen bir mücadeleyi taşımaktır.
* Sömürgeci anlatı, Doğu’yu susturur; onu konuşan değil, hakkında konuşulan yapar.– Oryantalizm
* Oryantalizm, Doğu’ya dair düşünmenin, yazmanın ve hükmetmenin Batılı bir biçimidir.– Oryantalizm
* Modern entelektüelin görevi, konforlu sessizliğin değil, rahatsız edici hakikatin tarafında olmaktır.
* Yerinden edilmek, insanın kendi tarihini başkalarının kaleminden okumasına neden olur.– Dünyada Yerinden Olmak
* Sömürgeci, sömürdüğü topraklara uygarlık götürdüğünü iddia ederken, aslında kendi cehaletini ihraç eder.– Kültür ve Emperyalizm
* sevgilin geçmişini sormuyorsa;merak etmediğinden değil,sıranın kendi geçmişine geleceğinden korkmasındandır (Başlangıçlar – Niyet ve Yöntem)
* Yersiz yurtsuz dolanıp durmak, bir eve sahip olmamak, bundan böyle hiçbir yerde kendini pek de evinde hissetmeyecek olmak, bu benim özgürlüğüm.
* Mevcut Amerikan toplumunun mantıksal oyununda yerli Amerikan Kızılderileri için nasıl çok az yer varsa, İsrail’de de Filistinliler için aynı durum söz konusudur: Onlar oraya âit değil. (İktidar, Siyaset ve Kültür)
* Entellektüelin tek dayanağı ödünsüz düşünce ve ifade özgürlüğüdür: Bu özgürlüğü savunma hattını gevşetmek veya dayandığı temellerden herhangi birinin kurcalanmasına göz yummak entellektüelin işine ihanet etmesi demektir.
* Said bu akşam bizlere şunu anlattı: Freud’un kendi Yahudiliğiyle olan kısmi, parçalı, sıkıntılı ve kimi zaman kendi kendini yadsıyan ilişkisi, modern dünyada kimlik için bir model sağlayabilir. (Freud ve Avrupalı Olmayan)
* Gerçek entelektüeller en çok, metafizik tutkunun, çıkar gözetmeyen adalet ve hakikat ilkelerinin etkisiyle yozlaşmayı mahkum ettikleri, zayıfları savundukları, kusurlu ya da baskıcı otoriteye meydan okudukları zaman kendileri olurlar.
* Sözcüğün bilinen anlamıyla bir yere yerleşmek artık imkansızdır. İçinde büyüdüğümüz meskenler tahammül edilemez bir hale gelmiştir. Bunlardaki her bir konforun bedeli bilgiye ihanet etmek, her barınak izinin bedeli aile çıkarlarıyla küf kokulu anlaşmalara girmektir.
* Sigara kutuları, posta kartları… bir sürü yönlendirici düzenek, emperyal gücü yüceltip, İngiltere’nin stratejik, ahlâkî ve iktisadî iyiliği için imparatorluğun eyguzelsozler.com ne denli gerekli olduğunu vurgulamış, aynı zamanda da koyu renkli yahut aşağı ırklara, ıslah olmaz ve yok edilmeyi, sert bir biçimde yönetilmeyi, sonsuza değin boyunduruk altında tutulmayı gerektiren nitelikler yüklemiştir… (Kültür ve Emperyalizm)