Osho Sözleri

Osho’nun öğretileri, dünya genelinde birçok kişi tarafından ilgiyle takip edilmekte ve meditasyon merkezlerinde uygulanmaktadır. Osho’nun yazılı eserleri, konuşmaları ve meditasyon yöntemleri, ruhsal arayış içinde olanlar için bir rehber niteliğindedir.
Osho Sözleri Kısa
* Anda olmak mucizedir.
* Zamanın ötesinde yaşa.
* Sevginin üç aşaması vardır
* Doğa, en büyük öğretmendir.
* Odağı değiştir kendine dön.
* Her şeyin bir nedeni vardır.
* Hayat, bir dans, bir oyundur.
* Hayatı yargılamadan kabul et.
* Benim için başarı, mutluluktur.
* Gerçek güç, içsel huzurdan gelir.
* Meditasyon, varlığın özüne dönüştür.
* Kendini tanımak, en büyük armağandır.
* Hayatın anlamı, onun içinde gizlidir.
* Yarın asla gelmez her zaman bugün vardır.
* Mutluluk dışarıda aranmaz, içeride bulunur.
* İnce düşünen insanlar, hep daha çok incinir.
* Boş tutulan kalp, Tanrı’ya açılan kapıdır…
* Susadıysan, kuyuya gel; kuyu sana gelmeyecek!
* Zihin sessiz olduğunda, hakikat ortaya çıkar.
* Yaşam zıtların ritmidir; nefes alır, nefes verirsin.
* Asla beni takip etme… Çünkü ben kendim kaybolmuşum.
* Zevk hayvanidir, mutluluk insanidir, saadet ilahidir.
* Kahkaha gerçek dindir… Gerisi olsa olsa metafiziktir.
* Birisinin hatası için kendini cezalandırmak aptalcadır.
* Daha yaratıcı hale geldikçe daha ilahi bir hal alırsın.
* Çoşku senin doğandır, Meditasyon bunu sana hatırlatıyor.
* duyulmadan, fark edilmeden yaşamak hiç önemli değildir…
* Yalnızca özgürlüğüme saygı gösterildiği zaman sevebilirim.
* Ego, seni kendi gerçekliğinden uzaklaştıran bir illüzyondur.
* Ne zaman daha yüce bir birliğin bir parçası olan anlam doğar.
* Zeka yeni durumlara cevap verebilme kapasitesi anlamına gelir.
* Yoga, şahane bir bilimdir: inanmayı öğretmez, bilmeyi öğretir.
* Her an yeni bir başlangıçtır, geçmişi bırak ve şimdiye odaklan.
* Sen içine neşe katmadıkça, sana neşe verebilecek hiçbir şey yoktur.
* Size fıkralar anlatmam gerek. Çünkü korkarım hepiniz çok ciddisiniz.
* Yaşamda bir ‘gereklilik’ varsa, insanlar huzursuz kalmaya mahkumdur.
* Görmek korkuyu en başından kötü olarak mahkum etmemek anlamına gelir.
* Bir ilişki içinde yaşamak ve hala bağımsız olmak; işte cesaret budur.
* Dünya bir gök kuşağı, zihin bir prizma ve varlık ise beyaz bir işindir.
Osho Sözleri Anlamlı
* Aşkın içinde olduğun an, dil eksik kalır, bir söyleyemez, sadece sessizlik.
* Çelişki insanın içindedir. Orada çözülmediği sürece başka yerde çözülemez…
* Kendi deneyimine dayalı olmayan her şeyi sadece bir varsayım olarak kabul et.
* Hayatın hiçbir hedefi, amacı yoktur. Hayat hiçbir yere gitmiyor. O zaten orada.
* Hakikat sadece asilerin başına gelir ve asi olmak kesinlikle tehlikeli yaşamaktır.
* Dünyanın kendisinde kötülük yoktur. Tüm kötülükler ruhunuzdadır ve yok edilebilir…
* Tutarlı olmaya çalışma, aksi takdirde ölmüş olacaksın. Sadece ölü insanlar tutarlıdır.
* Zekâ elde edilen bir şey değildir, o doğuştandır, o öze aittir, o hayatın yapıtasıdır.
* Şimdiki zamana sadık kal, çünkü tüm yalanlar, ya geçmişten ya da gelecekten içeri sızar.
* İlişki büyümek için fırsattır; Aşk büyüme için bir meydan okumadır; dostluk ise sırf keyiftir.
* Korkunun kendisi acizdir, hiçbir gücü yoktur. Sadece ona inanmak istersin bu onun tek gücüdür.
* Dil asla sürçmez bunu bunu daima hatırla. Zihnin içinde her ne oluyorsa aynı şekilde dile gelir.
* Kendine iyi gelmek istiyorsan bir başlangıç yap. Bitmiş herhangi bir yerden. Yeni bir başlangıç.
* Asıl sorun insanın kendini nasıl bileceği değil. Asıl sorun nasıl olup da kendini bilemediğindir.
* Kendinle ilgili bütün fikrin, kendisi ile ilgili hiçbir fikri olmayan kişilerden ödünç alınmıştır.
* Biraz aptallık hayattan zevk almak için. Biraz da bilgelik, hataları önlemek için. Bu kadarı yeterli.
* Yaratıcılığın doruğa ulaştığı zaman, bütün yaşamın yaratıcı bir hal aldığı zaman tanrısallığı yaşarsın.
* Bedenini sevmediğin sürece ve bedenini anlamadan, ruhsal büyüme mümkün değildir. Beden ruhun tapınağıdır.
* Bir kişi bilinçlendiği anda yalnız olur. Bilinciniz ve farkındalığınız ne kadar artarsa o kadar yalnızsınız.
* Çocuk doğal ve masumdur; biz onu masum olduğu için cezalandırır, yapmacık ve kurnaz olduğu için ödüllendiririz.
* Mutluluğun senin neye sahip olup olmadığınla bir alakası yoktur. Mutluluğun senin ne olduğunla ilişkisi vardır.
* Tasavvuf bir dünya görüşü değil, görmektir. Gerçeğe aşk ile yaklaşmaktır. Varoluşu, yüreğini açmaya zorlamaktır.
* Özgün insan kalabalığa ait değildir. O yalnız başına ve kendi halinde durur, tıpkı yıldızlara uzanan bir ağaç gibi.
Osho Kitap Sözleri
* Ayrılık kaçınılmaz bir söndür, kimse istemez ama gereklidir. Çünkü hayat olduğu gibidir; olması gerektiği gibi değil!
* Zihin bildiğinde, buna bilgi deriz. Kalp bildiği zaman, buna sevgi deriz. Varlık bildiğinde ise biz buna meditasyon deriz.
* Korku, sevgi eksikliğinden başka bir şey değildir. Bir şeyi sevgiyle yap, korkuyu unut. Eğer iyi seversen, korku kaybolur.
* Bu dünyayı kutlayarak, dans ederek, şarkı söyleyerek, müzikle, meditasyonla, sevgi ile değiştirebiliriz. Mücadele ile değil.
* Bilinçlilikten kaynaklanan eylem ahlaklıdır, bilinçsizlikten kaynaklanan eylem ise ahlaksızdır. Yapılan eylem aynı olsa bile.
* Unutma, kafa bir köle olarak çok güzel bir koledir. Çok işine yarar. Ama bir sahip olarak tehlikelidir ve bütün hayatını zehirler.
* Tanrı yoktur. Tanrı insan tasarımıdır. Ben insanları Tanrıdan özgür olmalarını istiyorum. Tüm dinler insanlara, tanrıdan kork der.
* Seks iki kişiyi anlık, çok yüzeysel ve gelişigüzel olarak birleştirebilir. Gerçek sevgililerin daha ihtişamlı ortak ilgileri vardır.
* Aşk ve meditasyon birer kanat ve birbirlerini dengeliyorlar. Ve sen bu ikisinin arasında gelişiyorsun, ikisi arasında bütünleşiyorsun.
* Hiç kimsenin ilgisine ihtiyaç duymadığın gün insanlar senin karizmanı hissetmeye başlar çünkü karizma senin bireyselliğinin ışıldamasıdır.
* Her şeyi kabul eden insan neşeli olur… Böyle birisi şükran dolu olur; varoluşa şükran duyar, bütünlüğe şükran duyar, bu kişi en üstündür.
* Sakin unutma, ne zaman karşına bir seçenek çıksa, bilinmeyeni, riskli olan, tehlikeli ve güvencesiz olanı seç. Hiçbir zaman zarara uğramazsın.
* Gerçekten gülmek istersen, ağlamayı öğrenmek zorunda kalacaksın. Ağlayamazsan ve gözyaşlarına muktedir değilsen gülmek için yeterli olamayacaksın.
* Bir adama aziz dersen, bir günahkar yaratmış olursun. Artık bir yerlerde, bir başkasını kınamak zorundasın, çünkü günahkar olmadan aziz var olamaz.
* İnsan aşık olduğunda hayatın ne anlamı olduğunu asla sormaz. Anlamı bilir sormasına gerek kalmaz. Anlamı bilir! Anlam oradadır: Hayatın anlamı aşktır.
* Sen olmazsan bu evrenin şiirinde, güzelliğinde bir şeyler eksik kalır. Bir şarkı, bir nota eksik kalır. Bir boşluk olur. Hiç kimse sana bunu söylemedi.
* Kendi varlığının farkına vardığın an iyilik seni bir gölge gibi takip eder. O zaman iyi olmak için bir çabaya gereksinim yoktur; iyilik senin doğan olur.
* Bugün, mevcut olan her şeydir; şimdi senin var olduğun, her zaman var olacağın yeğâne zamandır. Yaşamak istersen ya şimdi olacaktır ya da asla olmayacaktır.
* Sev ve daha derinden sev. Acı çek ve daha derinden acı çek. Tümüyle sev ve tümüyle acı çek. Çünkü saf olmayan altın, bu yolla ateşten geçerek saf altına dönüşür.
* Hiçbir yere ait olmamak, yaşamın en büyük deneyimlerinden biridir. Tamamen yabancı kalmak, asla bir şeylerin parçası olmamak nefis bir deneyimdir, her şeyi aşarsın.
* Her bulutun etrafında gümüş bir hale vardır ve eski giysilerin bile bir tarafı vardır. Eğer iyimserler olmasa kötümserler ne kadar mutsuz olduklarını asla bilmezler.
* Güveniyorsan şen savaşmıyorsun demektir. Teslim olmak yaşamı düşman değil bir dost olarak görmek demektir.. Nehre güvendiğin anda, birden tadını çıkarmaya başlarsın..
* Sadece farkında olduğun oranda canlısın. Yaşamla ölüm arasındaki ayrım farkındalıktır. Sadece nefes aldığın için canlı sayılmazsın, sadece kalbin attığı için canlı sayılmazsın.
* Meditasyon yeni bir şey değildir; dünyaya gelirken onu da beraberinizde getirdiniz. Zihin yeni bir şeydir; meditasyon ise sizin doğanızdır. O sizin doğanız, sizin varlığınızdır.
* Geçmiş insanda bir bölünme yarattı. Her insanın içinde sürekli devam eden bir sivil savaş vardır. Eğer huzurlu hissetmiyorsan, bunun sebebi kişisel değildir. Hastalık toplumsaldır.
* Gülmek, içindeki enerjiyi yüzeye taşır. Düşünmek sona erer. Gülerken düşünmek imkansızdır. Birbirinin tam zıddıdır: ya gülersin ya da düşünürsün. Gerçekten gülersen düşünceler durur.
* Dünya bir aynadır. Başkalarında gördüğümüz kendi yansımamızdan başka bir şey değildir. Kişi baktığı herkeste inanç ve güzellik görmediği sürece içinde hala eksikler olduğunu bilmelidir.
* Eğer sahte olanı riske edebilirsen, gerçek senin olabilir. Ve buna değer çünkü sadece sahte bir şeyi riske edip gerçeğe sahip olacaksın. Hiçbir şey riske etmeden her şeye sahip olacaksın.
* Bir başkasını derin aşkla sevmeyen, yoğun tutku hissetmeyen, zevkin doruklarına çıkmayan, bunları hiç tanımayan kişi kendini de tanıyamaz, çünkü kendi yansımasını görecek bir aynası yoktur.
* olmak ve herkesin seni izlemesini isterdin. O zaman senin egon çok, çok tatmin olurdu. Kendini taslak zannedecektin ve herkes seni takip etmek zorunda kalacaktı. Sen merkez haline gelirsin ve
* İnsanlar aşkın ne olduğunu bilmediklerinin farkında değiller. Aşk asla şüphelenmez, asla kıskanmaz. Aşk asla diğerinin özgürlüğüne karışmaz. Asla kendi isteğini diğerine zorla kabul ettirmez.
* Sadece kendinle bir şey yapabilirsin. Dünyadaki başka kimseyi değiştiremezsin, sadece kendini değiştirebilirsin. Mümkün olan tek devrim budur. Mümkün olan tek dönüşüm kişinin kendisinin olandır.
* Ne zaman intikam almaya başlarsan yıkıcı olursun. Geçmişteki yaralara sürekli bakmanın bir yararı yoktur. Geçmiş yüzünden intikam almanın bir yararı yoktur. İnsan bağışlamayı ve unutmayı öğrenmelidir.
* Bir kez yaşamı ve ölümü bildiğinde, her ikisini de aşarsın. tanık, ne ölümdür ne de yaşam. tanık hiç bir zaman doğmadı, hiç bir zaman ölmez: sadece beden, mekanizma ölür. sen üçüncü unsur haline gelirsin.
* Eğer cesur değilsen samimi olamazsın. Eğer cesur değilsen sevemezsin. Eğer cesur değilsen güvenemezsin. Eğer cesur değilsen, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler.
* Yaşam ciddi değildir. Yalnızca mezarlıklar ciddidir, ölüm ciddidir. Yaşam sevgidir, yasam kahkahadır, yasam danstır, şarkıdır. Ciddi insan ölmeden önce ölmüştür. Ölümünden çok önce, neredeyse ceset gibi kalır.
* Nefes senin hayatın, Ve nefes aynı zamanda Bilinçle bilinçsiz olan arasında, Bedeninle ruhun arasında bir köprü. Bu köprünün kullanılması gerek. Eğer köprüyü doğru şekilde kullanırsan, Diğer kıyıya geçebilirsin…
* Kendine güvenen insan, bunun güzelliğini anlar ve görür ki kendine ne kadar güvenirsen o kadar büyürsün; kendini ne kadar bırakır ve rahatlarsan o kadar sakinleşirsin, o kadar serinkanlı, sessiz ve dingin olursun.
Osho En Çok Paylaşılan Sözleri
* Politikacıların dışın da, kimsenin devletlere ihtiyacı yoktur. Çünkü, devletler olmayınca, politikacılarda olmayacak. Generallerin dışında, kimsenin devletlere ihtiyacı yoktur. Çünkü, ülkeler olmayınca, savaşta olmayacak.
* Sen sadece kendin olarak kal. Diğer insanlar senin hakkında ne düşünüyorsa; bu onların düşüncesi ve senin ile hiç ilgisi yok. Sen sadece kendin ol, diğer insanlar için dünyaya gelmedin, kendi yaşamını yaşamak için buradasın.
* Hayat öylesine bir gizemdir ki onu kimse anlayamaz ve kim onu anladığını iddia ederse o sadece cahildir. O ne dediğini bilmiyordur, o ne saçmaladığını bilmiyordur. Eğer sen bilge isen anlayacağın ilk şey şudur: hayat anlaşılamaz.
* Eğer nazik olamazsan kızamazsın. Yaşamda birşey kesindir. Eğer birşeye izin veriyorsan, başka birşeyede aynı oranda izin vermen gerekir. Sadece bir işi yapamazsın; ben gözyaşlarımı engelliyorum ama derinden güleceğim bu imkansızdır.
* Hakikat tanımlanamazdır. Hakikat sadece vardır; ne olduğunu anlatmak için bir yol yoktur. O bir ne değildir, o bir şu bile değildir, o budur. O; bu olmaktır: onu deneyimleyebilirsin ama açıklanamaz. Hakikat başlangıçsız ve sonsuzdur.
* Masumluk yaratmaya çalışma; yapamazsın. Bunun için çabalama. ‘Çabalamışsan’ o zaman hesaplı bir şey olmuştur yalnızca zihninde sinsilik yaratan şeylerden kurtul. Sinsiliğe sebep olan şeylerden kökten kurtulduğun zaman, masumiyet oluşur.
* Sevgi kendi içinde koşulsuzdur. Yalnızca vermeyi, paylaşmayı bilir ve karşılığında bir şey arzulamayı bilmez. Karşılık beklemez. Onun sevinci ve ödülü paylaşmaktan gelir. Gücü de paylaşmaktan gelir. O asla tüketilemezdir. Onun gücü budur.
* Zihin tıpkı kalabalık gibidir; düşünceler bireylerdir. Ve düşünceler sürekli orada oldukları için sürecin maddi olduğunu düşünüyorsun. Her bir düşünceyi bırak ve en sonunda hiçbir şey kalmaz. Zihin diye bir şey yoktur, sadece düşünce vardır.
* Bir kadına aşık oluyorsun ya da kadın sana aşık oluyor. Bunu harika bir şey olarak görüyorsun. Bunun hiçbir tarafı harika değil. Bu tamamen içgüdüsel bir çekim. Hormonların karşı hormonlarla çekim yaşaması. Sen doğanın elinde sadece birer oyuncaksın.
* Kuşlar zorla ötmez. Bir kuş bir başkanlık emriyle ya da acil bir durumdan dolayı ötmez; o sadece güneşle, ağaçlarla mutlu olur. Var oluş, süregelen bir kutlamadır. Çiçekler yapraklarını bir emre uyarak açmazlar; bu bir görev değildir. Bu bir tepkidir, gün
* Bütün bu dünya bize aittir. Ve bir insan nerede olmak isterse, orada olmaya hakkı vardır. Güneş kimsenin malı değildir, dünya kimsenin malı değildir, ay kimsenin malı değildir ve rüzgar, bulutlar, yağmur da kimsenin malı değildir. Neden bu sınırları çizers
* Hayat böyledir işte. Ona hazırlanamazsın, onun için hazır olamazsın. Güzelliği, mucizesi de budur, seni hep hazırlıksız yakalar, hep sürpriz yapar. Gözlerin varsa her anın bir sürpriz olduğunu ve önceden hazırlanmış hiçbir cevabın ise yaramayacağını görürsün.
* İnsanların, tüm bilinçlerinin, kendi varlıklarının en derin noktasına inecek kadar ve aynı zamanda en yüksek zirvesine çıkacak kadar uyanık olmasını istiyorum. O, tıpkı ağaçların büyümesi gibi dikey bir büyüme olmalı. Tehlikeli yaşamak, dikey yaşamak demektir.
* Aşk ikinizin de aynı hızla gelişmenizi, aynı yüksekliklere ulaşmanızı ve Güneş ışığında, rüzgarların önünde, yağmurların altında birlikte dans etmenizi ister. Birlikteliğinizin bir sanat haline dönüşmesi gerekir. Aşk, varoluşun içinde yer alan en harika sanattır.
* Zamanın uçtuğu, geçtiği gibi ifadeler aslında birer teselliden ibaret. Aslında geçip giden sensin. Sanki sen kalacaksın ve vakit geçip gidecekmiş gibi. Zaman olduğu yerde duruyor. Saatler, aslında akmayan zamanın akışını ölçmek için insanoğlunun yarattığı aletlerdir.
* Hazır olduğunda ise ne savaş vardır ne de kaçış. O zaman sadece dua ile kaplı bir sabır ve bekleyiş söz konusu olur. En ufak bir sabırsızlık bile yoktur. Çünkü sabırsızlık gerilim yaratır. Sen ise sabırsız bile değilsindir, sadece dua içinde sabırla ve edilgence beklersin.
* Dünya için başarı, ego övgüsüdür. Benim için değil.. Benim için başarı, mutluluktur. Kimsenin seni tanıyıp tanımaması önemli değil.. Başkalarının seni tanıması ya da hiç bilinmeden, duyulmadan, fark edilmeden yaşamak hiç önemli değildir.. Eğer mutluysan, başarılı olmuşsun demektir.
* Yoga, hayale dalmayan bir zihne sahip olma yöntemidir. Yoga, burada ve şimdide olma bilimidir. Yoga, artık geleceğe yönelmemeye hazırsın anlamına gelir. Yoga, artık umut etmemeye ve varoluşunun bir adım önüne zıplamamaya hazırsın demektir. Yoga, gerçekle olduğu gibi yüzleşmek demektir.
* Birisi senden daha güzeldir, bu incitir; birisi senden daha zengindir, bu incitir; birisi senden daha bilgilidir, bu incitir. Seni incitmek için milyonlarca şey vardır, fakat sen bilmezsin ki seni inciten o şeyler değildir, seni inciten şey, egondur! Onlar seni egon yüzünden incitirler!
Osho Aşk Sözleri
* Mutlu ol, mutluluğa saygı duy ve insanlara mutluluğun hayatın amacı olduğunu anlamaları için yardım et. Ne zaman saadet içerisinde bir insan görürsen ona saygı duy, bu kutsaldır. Ve ne zaman bir topluluğun coşku dolu olduğunu, şenlikli olduğunu hissedersen, onu kutsal bir yer olarak algıla.
* Yaşam muhteşem bir müzik aletidir. Onu da çalmayı öğrenmek zorundasın. Hiç bir şeyin kesilmesine, yok edilmesine, bastırılmasına, reddedilmesine gerek yok. Sana verilen varoluşun tamamı çok güzel, eğer onu güzelce kullanmayı bilmezsen, bu sadece senin yeterince yetenekli olmadığını gösterir.
* herkes sahte olur. Hayır, ego bu fikirden hoşlanmayacak. O başkalarını sana göre değiştirmek ister. Fakat sen kim oluyorsun da herhangi birisini değiştireceksin. Bu sorumluluğu alma. Bu tehlikelidir; Adolf Hitler’ler böyle doğar. Onlar tüm dünyayı kendilerine göre değiştirme sorumluluğunu alırlar.
* Gerçek aşkta bölünme olmaz. Sevenler birbirinin içine erir. Sadece egoistçe aşkta büyük bir bölünme vardır, seven ve sevilen ayrılır. Gerçek aşkta ilişki yoktur. Çünkü ilişki kurulacak iki insan yoktur. Gerçek aşkta sadece sevgi olur, bir çiçek açma, güzel bir koku, bir erime, bir birleşme yaşanır.
* Şu anda yaşamaya başla; ne kadar yaşarsan o kadar az sorun olduğunu göreceksin, çünkü şimdi boşluk yaşamanın içinde çiçek açıyor, gerek yok. Yaşamadığın zaman, aynı enerji bozulur. Bir çiçeğe dönüşecek olan aynı enerji tıkanır. Açmasına izin verilmediğinde, yürekte bir dikene dönüşür; aynı enerjidir.
* Eğer gülme özürlüysen gözyaşı da üretemezsin. Ancak güzel gülen birisi güzel ağlayabilir. Ve eğer güzelce gülüp ağlayabiliyorsan yaşıyorsun demektir. Ölüler ne gülebilir ne de ağlar. Ölü birisi ciddidir. İzle: git bir cesede bak ölüler senden çok daha ciddi durur. Ancak canlı birisi gülüp ağlayabilir.
* Cennet ve cehennem coğrafi bölgeler değil; senin dışında bir şeyler değil onlar, tamamen senin içine aitler. Eğer uyanıksan o zaman tamamen farklı bir evrendesin; senin uyanmanla adeta tüm varoluş uyanıyor. Yeni bir renge, tada, kokuya bürünüyor. Sen uyurken tüm varoluş seninle beraber uyuyor. Hepsi sana bağlı.
* Neşe bedenin senfonisi anlamına gelir, başka bir şey değil. Bedenin musiki bir ritim tutturması demektir, hepsi bu. Neşe zevk değildir; zevki başka şeylerden alırsın. Neşe sadece kendin olmaktır. Capcanlı, hayat dolu, zinde. Bedeninin içinde ve çevresinde çalan belli belirsiz bir müzik, bir senfoni, neşe budur işte.
* Coşkun bir halde olmak istersen sembolik olanın dışına çıkmalısın. Sembolik olandan özgürleşmek demek toplumdan özgürleşmektir. Sembolik olandan özgürleşmek bir birey haline gelmektir. Sembolik olandan özgürleşmek için gerçek olanın içine girme cesareti gösterdin. Ve sadece gerçek gerçektir; sembolik olan gerçek değildir.
* Ölerek uykuya dal. Gece uyumadan önce sadece beş dakikalığına yatağında ölmekte öldüğünü hissetmeye başla. Her gece. Bir hafta içerisinde eyguzelsozler.com bu hissin içine girebileceksin ve ondan keyif alacaksın. Bedenden ne kadar gerginliğin kaybolduğu seni şaşırtacak. Bırak tüm beden ölsün, ölürken uykuya dal ve sabah çok taze hissedeceksin.
* Çocukluğundan beri sürekli ‘gül çok güzel bir çiçektir, harika bir çiçektir ‘ sözlerini duyuyorsun. O yüzden bir gül gördüğün zaman, hemen tuşuna basılmış bir bilgisayar gibi ?bu çok güzel? diyorsun. Bunu gerçekten hissediyor musun? Bu senin içinden geçen duygular mı? Eğer değilse söyleme. Bir şeyi hissetmiyorsan, sakın söyleme.
* Paylaş ama değiş tokuş yapma, pazarlık yapma. Sende olduğu için ver; geri almak için değil. Çünkü o zaman hayatın zindana dönüşür. Bütün değiş tokuşçular cehenneme gider. Eğer en büyük değiş tokuşçularla, pazarlıkçıları bulmak istiyorsan cehenneme git, hepsini orada bulacaksın. Cennet, değiş tokuşçular için değil, kutlayanlar içindir.
* Etrafımızda olup bitenlere kesin bir dikkatsizlik gösterir halde yaşayıp gidiyoruz. Evet, bir şeyleri yapma konusunda oldukça yetkinleştik. Yapmakta olduğumuz şeyleri yapmakta o kadar yetkinleştik ki, onu yapmak için hiçbir farkındalığa ihtiyaç kalmadı. Mekanik, otomatik hale geldi. Robotlar gibi işliyoruz.Henüz insan olmadık; makineyiz.
* Istırap, kendini kaybettiğin anda yaşadığındır. Coşku, kendini bulduğun anda yaşadığındır. Kendini kaybetmek ya da bulmak: İkisi de benliğinin aynı derinliğinde gerçekleşir. Kendini kaybetmek, bir şey, biri olmaya çalıştığın anlamına gelir. Bir fikrin vardır ve o fikri hayatına geçirmeye çalışıyorsundur. Tüm idealistler ıstırap içinde yaşar.
* Seni sömürmek için bekleyen insanlar var. Onlar sürekli, bunun için öl şunun uğruna can ver, deyip duruyorlar. Onlar tek bir şey için hazırlar, senin şehit olduğunu görmek için. Ve işte o zaman korkular var olur. Yaşa! Ve ölmenin cesaret gerektiren bir şey olduğunu düşünme. Cesaret gerektiren tek şey, doyasıya yaşamaktır, başka bir cesaret yok.
* Her şey esas kaynağına döner, dönmek zorundadır. Eğer hayatı anlarsan; ölümü de anlayabilirsin. Hayat bir unutkanlıktır; ölüm ise tekrar hatırlayış? Ölüm çirkin değildir, güzeldir. Ölüm; yalnızca hayatını güzellikler ile yaşamış, yaşamaktan korkmayan, yaşamaya cesareti olan; Aşık olabilen, dans edebilen ve övgüler sunabilen kişiler için güzeldir…
* Yaşamın anlamını çözebilmiş insanlar sadece aşkı anlayabilenlere hitap ettiler. Çünkü aşk yaşamın anlamıdır. Çok az insan, sendeki öz alevin aşk olduğunu fark edebilmiştir. Seni hayatta tutan şey yemek değil, aşktır. Aşk seni sadece hayatta tutmakla kalmaz, fakat sana güzellik, hakikat, sessizlik ve milyonlarca çok değerli başka şeylerle dolu bir yaşam verir.
* Yalnızca aptal insanlar tutarlı insanlardır. Ne kadar zeki olursan o kadar tutarsız olacaksın çünkü yarın ne olacağını kim bilebilir? Yarın kendi deneyimlerini getirecektir. Nasıl olur da geçmiş günlerinle tutarlı olabilirsin? Eğer bir ölüysen tutarlı olacaksın. Eğer canlıysan tutarsız olmak zorundasın; sen büyüdün, dünya değişti, nehir yeni yerlere doğru akıyor.
* Aşk, son derece narin ve kutsaldır. Biz bütün ilişkilerimizde karşımızdaki insanı bir eşyaya indirgemeye çalışırız. Kadın, bir eş olduğu zaman bir eşyaya dönüşür. Eğer zekan varsa eşinin bir kadın olarak kalmasına izin verirsin. Erkek, bir eş olduğu zaman hayatta kalamaz. Ona da özgür kalması için izin vermelisin, çünkü aşk sadece özgürlüğün içinde çiçek açabilir.
* Kendi varlığının orjinalliğine eriştiğin gün, ünvansız gerçek kişi’ye, bu kadimliğe, ebedi olana vardığında, o gün bir imparator olursun. O gün, kutsamadır. O gün, hiçbir şey eksik değildir. O gün iyice güleceksin, çünkü hiçbir şeyin hiç eksik olmadığını göreceksin sadece sen yansımalara karışmıştın. Misafire karışmıştın ve ev sahibinin izini kaybetmiştin. Ev sahibi ol!
* Kızgınlık, kıskançlık ve nefret ile dolu olduğun zaman; kapıları kapat ve sessizce otur. Kızgınlığa izin ver, izin ver gözlerinin önünde çakşın. Nefrete izin ver bir film gibi geçsin. Sen izleyici ol. Şaşıracaksın. O duygu herzaman orada kalamaz, bu kesindir. Er yada geç geçer, sadece birkaç dakika zaman alır ve geçtiği zaman geçmiştir. Kendinden hiçbir iz bırakmayacaktır.
* Tüm çabam seni sarsmak, seni şok edip uyandırmak, seni tek başına bırakmaktır. Tamamen tek başına kalınca esas özünü keşfedeceksin. Kimselerin bana tutunup kalmasını, bana bağlanmasını istemiyorum. Tüm çabalayışım tamamen özgürlük içindir. Ben yalnızca dostunum. Çılgınım ben ama sen benden daha da çılgınsın. Ve aramızdaki tek bağ budur. Ben çılgınım, sen ise benden daha çılgın.
* Bu içsel simyadır: bir sorunu kabul edersen kaybolur ve eğer o sorunla bir çatışma yaratırsan, sorun giderek büyür. Hayat, küçük şeylerden ibarettir, ama eğer küçük şeylere mutluluk katabilirsen, toplamı muazzamdır. O yüzden her şeyi neşeyle yap ve her şey bir duaya dönüşsün. Coşkuyla yap.Olumsuzluklar seni rahatsız etmesin. Bir mum yakabilirsin ve karanlık kendiliğinden kaybolur.
* Yakınlık iyidir ve tek eşe bağlılık güzeldir. Eğer mümkünse, tek bir insanı seviyorsan ve tüm yaşamını onla geçiriyorsan arada büyük bir yakınlık doğar ve aşk sana yepyeni yüzlerini gösterir. Çok sık partner değiştirirsen bu mümkün olmaz. Tıpkı bir ağacın yerini sık sık değiştirmeye benzer. O zaman hiçbir yerde kök salamaz. Kök salması için aynı yerde kalması gerekir. O zaman derinlere iner, güçlenir.
* İnancın kaynağı korkudur. Sahtedir, dışarıdan gelmiştir. İnanç dünyadaki en ucuz şeydir. İsa’ya inan ve bir yalana inanırsın. Musa’ya inan ve bir yalana inanırsın. Bana da inanma. Dikkatle ve akıllıca incele, yaşa, dene. Ve denediğin zaman, herhangi bir şeye inanmaya ihtiyacın kalacak mı? Şüphe tamamıyla silinmiştir. O halde inanmanın anlamı kalmaz. İnancın sert taşları şüphenin kırıntılarını bile yok eder.
* Böylesine perişan olmayı nasıl becere biliyorsun? Her yerde yağmur yağıyor, sen susamaktasın. İmkansız olanı başarıyorsun. Her yer aydınlık ve sen karanlıklarda yaşıyorsun. Ölümün bir yerlerde olduğu yok ama sen sürekli ölüp durmaktasın. Hayat bir rahmet, sen ise felaketlerdesin. Daha iyi bir yer olması için dünya?ya yardım et. Terk etme dünyayı bulduğun gibi. Biraz daha iyi, biraz daha güzel bir yer haline getirmeye bak.
* İlişkiye ihtiyaç duymanın tek sebebi tek başına kalamamandır. Çünkü henüz meditasyon yapamıyorsun. O yüzden de gerçekten sevebilmeye başlamadan önce meditasyon bir zorunluluktur. İnsan yalnız olmayı, tamamen yalnız olmayı ama son derece mutlu olmayı başarabilmeli. O zaman sevebilirsin. O zaman sevgin bir ihtiyaç değil bir paylaşım olur; bir gereklilik değil. Sevdiğin insanlara bağımlı olmazsın. Paylaşırsın ve paylaşmak güzeldir.
* Hayatın kendi başına bir anlamı yoktur. Hayat bir anlam oluşturma fırsatıdır. Anlamın keşfedilmesi değil, oluşturulması gerekir. Anlamı, ancak onu oluşturursan bulursun. Orada bir çalının arasında durmuyor. Yani sağına soluna bakınca, biraz arayınca bulamazsın. O bulunacak bir kaya gibi durmuyor. O, oluşturulacak bir şiir, söylenecek bir şarkı, edilecek bir danstır. Anlam bir danstır; taş değil. Anlam müziktir. Onu ancak oluşturursan bulursun.
* Güzelliği ben gördüm, ama onu sana anlatamam, anlattığımda o artık aynı değildir. O zaman neden? Kelimeler anlatamıyorsa neden konuşuyorum? Yinede konuşmamın bir nedeni var. Kelimeler sana hakikati veremez, Ancak; Kelimeler arasında bir susuzluk yaratabilirsem… Hakikatimi sana aktaramam, sadece hakikatin var olduğunu hissetmeni sağlayabilirim. O zaman yolculuk başlar. Buraya dikkat! O?nu bulabilecek olan sensin. Ve yolculuğun bittiğini zannetme.
* Başlangıçta çaba gerekir. Zihnin ötesinde değilsen çaba gerekir. Bir kere zihnin ötesine geçtiğinde artık çabaya gerek kalmaz ve eğer halen gerekiyorsa bu senin zihnin ötesine geçmediğin anlamına gelir. Çaba gerektiren bir mutluluk zihne aittir. Çaba gerektirmeyen bir mutluluk doğaldır, varlığa aittir; o zaman o tıpkı nefes almaya benzer. Hiç bir çaba gerekmez; sadece çaba değil, farkındalık da gerekmez. O devam eder. O artık sana eklenen bir şey değildi; o sensin. O zaman o samadhi olur.
* Arada fıkralar anlatmalıyım. Çünkü anlattıklarım çok incelikli ve derin şeylerdir. Eğer sana sürekli bunları anlatıp durursam; uyur kalırsın ve dediklerimi ne dinler, ne de anlarsın. Sana bir fıkra anlatayım: ?Nasrettin Hoca; su dolu bir kova içine olta salıp balık tutmaya koyulmuş. Oradan geçen birisi: ?Kaç tane yakaladın Hoca? diye sorunca: ?Sen dokuzuncusun? diye yanıtlayıvermiş Hoca.? Gülmek rahatlatır. Ve rahatlama maneviyatla ilgilidir. Ben şakalar, kahkahalar için buradayım. Rahatla!
* Asıl din tekdir. Din isimleri ise sadece biçimlerdir. Din bir miras gibi sana geçen bir şey değildir. O kendi içinde bulunacak bir şeydir. Kişisel bir büyümedir. Din gerçekle kişisel bir karşılaşmadır. O kişisel bir arayıştır, toplumun bir parçası değildir. Sen bir dinin içinde doğmazsın ancak din senin içinde doğar. Müslümanlara sorarsan benim müslüman olmadan, Kuran ve sufizm hakkında konuşmam yanlıştır. Fakat Kuran?ın arapçayla işi yoktur. Onun işi yürekledir, sessizlikledir, lisanla değil.
* Ben; aklında bana ait bir imaj olsun istemiyorum. Senden sadece; kendi özündeki gelişimine başlamanı istiyorum. Sen ve ben bilmiyoruz ki: ‘Neler olacak?’ Ve ne olacağını bilmemek, iyidir. Sana güvendiğimi söylemiştim. Sana herhangi bir inanç aşılamıyorum. Çünkü; kendi mutlak kapasiteni, hayatını, sevgini, gülüşünü kendin keşfetmelisin. Tanrı’dan, ruhlardan, cennetten, cehennemden bahsedip duruyorsun. Ama hiç düşündün mü: ‘Bunlar senin kendi soruların mıydı?’ Gerçekten Tanrıyla ilgileniyor musun?
* Hayat bir çelenk gibidir; çiçeklerin arasındaki ipliği görmezsin, ancak oradadır, onları bir arada tutar. Şayet iplik orada olmasaydı, çiçekler dağılacaktı; bir çiçek yığını olacaktı ama çelenk olmayacaktı. Ve varoluş bir yığın değildir, o çok iyi örülmüş bir desendir. Her şey değişmekte ancak değişmez bir unsur tamamen onun arkasında bulunan kozmik bir yasayı korumakta. Bu kozmik yasaya sadashiva, ebedi Tanrı, zamansız Tanrı, değişmez Tanrı denir. Ve bu meditasyoncunun işidir; ipin ucunu bulmak.