Tezer Özlü Sözleri

Tezer Özlü Sözleri

Tezer Özlü’nün hayatı, içsel sancılar ve psikolojik gelgitlerle doluydu. Özellikle “Yaşamın Ucuna Yolculuk” adlı eseri, kendi yaşamında hissettiği bu gelgitleri ve içsel çatışmaları yoğun bir biçimde işler. Bu kitap, yazarın bilinç akışı tekniğini ustalıkla kullandığı, bireysel varoluş sancılarını dile getirdiği önemli bir eserdir.

Özlü, hayatın anlamını arayan, kendini sürekli sorgulayan bir bireyin gözünden dünyayı tasvir eder. Kitabın merkezinde bir yolculuk metaforu yer alır; bu yolculuk, hem fiziki bir seyahat hem de insanın kendi içine yaptığı derin bir keşiftir.

Tezer Özlü Sözleri Kısa

* Zaman, sadece bir yanılsama.

* Yaşamak, sürekli bir mücadele.

* Hayat, sürekli bir savaş alanı.

* Yaşamak, aslında ölmekle eşdeğer.

* Kendi içimdeki karanlığa hapsoldum.

* İçimdeki acı, her geçen gün büyüyor.

Reklamlar

* İçimdeki boşluk, asla dolmayacak gibi.

* Hayat, bir çıkmaz sokakta yürümek gibi.

* Her şey geçiyor ve hiçbir şey geçmiyor.

* Kalbimdeki boşluk, asla dolmayacak gibi.

* Aşk, insanı hem var eder hem de yok eder.

* Hayatın anlamsızlığı içinde kayboluyorum.

* İnsan, sürekli bir arayış içinde kaybolur.

* Her yeni gün, bir öncekinden daha anlamsız.

* İçimdeki acı, bir daha hiç dinmeyecek gibi.

* Zaman, sadece bizi yavaşça tüketen bir şey.

* Bir daha asla mutlu olamayacağımı biliyorum.

* Her aşk bir yaradır, her yara bir iz bırakır.

* Kimseyle yaşlanmak istemiyorum, kendimle bile.

Reklamlar

* Kendi içimde kaybolmak, aslında kendimi bulmak.

* Ölmek isteğim yok. Yaşama isteğim olmadığı gibi.

* İçimdeki hüzün, bir bulut gibi peşimi bırakmıyor.

* Kalbimdeki boşluğu dolduracak bir şey bulamıyorum.

* Her şey bir gün bitecek, ama bu beni mutlu etmiyor.

* İnsan, sadece kendini kaybettiğinde özgür olabilir.

* Kendimle barışık değilim, çünkü ben bana yabancıyım.

* İçimdeki fırtınalar, dışarıdaki sessizlikle çelişiyor.

* Burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi!

* Her şeyin bir sonu var, ama bu son beni tatmin etmiyor.

* Her şey bir gün bitiyor, ama geriye kalan sadece hatıralar.

* Otuz yaşım ile kırk yaşım arasında ne akıllı ne de çılgındım.

* Hiç kimseyi yalan söylediğini anlayacak kadar tanımak istemiyorum.

Reklamlar

* Bazen o büyük çığlığı içinizden atmalısınız, daha iyi yaşamak için.

* İnsanlar, sadece kendi yalnızlıklarını başkalarıyla paylaşmak ister.

Tezer Özlü Meşhur Sözleri

* Öyle anılar var ki gerçek mi yoksa düşünülmüş mü olduklarını bilemiyorum.

* Kimseden bir şey beklememeyi öğrendiğim gün, işte o zaman özgür olacağım.

* Ve sen gelmiyorsun, çünkü gelmeye kendin ihtiyaç duyana kadar bekliyorsun

* En yakın dostlarım romanların kahramanları gerisindeki yazarlar mı olmalıydı.

* İnsanın kendi yükünü taşıması, diğerlerinin yükünü taşımasından daha rahatlatıcı.

* Şunu öğrenmelisin: Sen hiç bir işe yaramaz değilsin. Seni senden çalan toplumdur.

* Yaşadığıyla yaşamadığını artık ayırt edemeyen zihnim tümüyle gerçeğin ortasında…

* Alışıyor insan kendini içinde tutmaya dilinin altındaki baklaları ıslatmadan konuşmaya.

* Kimse yaşadığımız mevsimin, günlerin ve gecelerin yaşamın kendisi olduğundan söz etmiyor.

* Mezarlıklarda en büyük huzuru duyar oldum, ölmek isteğim yok, yaşama isteğim olmadığı gibi

* Mevsimler değişiyor bunlar vivaldi’nin dört mevsimleri gibi değil dinlendirici olamıyorlar hiç.

* Bu sabah artık yağmuru neden bu kadar çok sevdiğimi anladım. Ağlayan bir yüreğe benzediği için.

* Bu nefret filan değil. İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile. Sadece bir yalnızlık ihtiyacı.

Tezer Özlü Kitap Sözleri

* İnsanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir.

* Her gece ölüyorum. Sonra ölümden kaçıp yeniden canlanıyorum. Her yirmi dört saat, hem yaşam, hem ölüm.

* Yolculuklar ilginçtir: dağlardan, deniz kıyılarından, kentlerden, gecelerden geçilir. İnsanlardan geçilir.

* Biz, kimse ile yaşayamıyorsak da, kendimizle yaşayan, kendi içimizde gece gündüz mücadele eden insanlarız.

* Nihayet yağmur başladı. Bu sabah artık, yağmuru neden bu kadar çok sevdiğimi anladım. Ağlayan bir yüreğe benzediği için.

* Nereye gitmek istiyorum ki. Nereye gidebilirim ki. Sürekli gitmek istemek de, bir yerde, hiçbir yerde olmak istemek değil mi?

* En iyisi zamana bırakmak. Zamana, o geçmek bilmeyen ya da inadına göz açıp kapayıncaya değin ayların, yılların geçtiği zamana…

* Bu duvarlar arasında dünyaya karşı ne denli korunmuşluğumu algılıyorum. Bazı günler bana çok kısa gelen yaşam, zaman zaman çok uzun.

* Bazen sevdiklerimiz, zaman kadar sonsuzdur. İşte bu yüzden seni; sevginin coğrafi sınır tanımayan yanını keşfettiğim için çok sevdim.

* Çünkü sinir hastalığı da bulaşıcı bir şey. Hem öyle mikrop almakla değil, bir insanın umutsuzluğunu derinden algılamakla bile geçebilir.

* İnsan ne denli derin düşünebiliyorsa, sevgisi o denli derindir. O denli doyumsuzdur. Ve acısı da o denli büyük. (Yaşamın Ucuna Yolculuk)

Tezer Özlü Sözleri Facebook

* Tüm duyguların en güzeli duygusuzluk; öyle bir duygusuzluk ki, insanın tüm dünyayı ve tüm insanları kucaklayabileceği duygusuzluğun duygusu.

* Ne düzenli bir iş, ne iyi bir konut, ne sizin medeni durum dediğiniz durumsuzluk, ne de başarılı bir birey olmak, ya da sayılmak benim gerçeğim değil.

* Tek bir kelimeden binlerce anlam çıkardığım günler de oldu, yazılan uzun cümleleri görmezden geldiğim günler de. İnsanlara inanmaya çalışmaktan yoruldum.

* Tren raylarını severim. Bağımsızlığı, gidebilmeyi, kalmak zorunda olmamayı, uymak zorunda olmamayı anımsatır. Tren rayları bir tür bağımsızlıktır benim için.

* Birdenbire çok yorulduğumu, taşıyamayacağım eyguzelsozler.com kadar yaşantı üstlendiğimi ölürcesine algıladım. Kitapsız, sanatçısız, tartışmasız bir yaşamın özlemi sardı benliğimi.

* Yaşadığım anların, onları yaşarken anıya dönüştüğünü algılar, onları yaşarken anılaştırırdım. Sonra bunu en güzel biçimde Savinio’da okudum: Yaşanan an da anı olacak.

* Karşıma çıkan her şey yetersiz. Soluduğum her şey yetersiz. Dalgalar, odalar, mekanlar, sevgiler yetersiz. Suların tadı yetersiz. Günlerin uzunluğu yetersiz. Haftaların günleri yetersiz.

* Yüreğimin atışlarını, gözümün algıladığı tüm görüntüleri yalnız onun çizdiği resimlerle, onun biçimlediği tümcelerle, onun bulduğu sözcüklerle birleştiriyorum. Nedir. Benliğimi bu denli onunla özdeştirmemin nedeni nedir.

* Yaşam, mutlak tutkularla dolu. Yaşamı sevmekle birlikte ölüme alışmak da büyüyor, gelişiyor. Güzellikler kazanıyor. Bu sevgiyi nasıl rahatlıkla uğurluyorsam, yaşamı da o denli rahat, o denli güzel uğurlamalı. Sevgilerimi doyumla devretmeliyim.

* Kendimi genellikle yeryüzünün her yerinde sürgün sayıyorum. Ve hiçbir yerinde göçmen saymıyorum. Yazdıklarım göçmen yazını değil. Somut anlamda sürgün yazını da değil. Ben kendi kendimi her an, her yerde için için sürüyorum. (Yeryüzüne Dayanabilmek İçin)

* Yanımda bir canlının yatmasını neden bu kadar istediğimi şimdi daha iyi duyuyorum. Yaşamaya belki de her şeyin bittiği bir yerde başladım. Ya da kendi yaşamıma inanmıyorum. Kendi varoluşum yetmiyor bana. Yanımdaki bir tene değip, yürek atışlarını duyabildiğimde, yaşamın gücünü algılıyorum.

* Her zaman yabancı insanlar bize dostlarımızdan daha çok sunan, veren kişiler. Öyleyse yaşamımızı neden yalnız yabancılar arasında geçirmiyoruz. Hiçbir beklenti olmadan, hiçbir yük olmadan ya da insanın kendi kendine mutluluk dediği kısa anlardan yoksun. Tüm duyguların en güzeli duygusuzluk, öyle bir duygusuzluk ki, insanın tüm dünyayı ve tüm insanları kucaklayabileceği duygusuzluğun duygusu.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.