Ali Lidar Sözleri

Ali Lidar, Türk edebiyatının günümüzde öne çıkan yazarlarından biridir. Genellikle sade ve samimi bir üslupla yazdığı eserlerinde, insan ilişkilerini, duyguları ve gündelik hayatın içindeki detayları işler. Onun yazılarında, herkesin kendinden bir parça bulabileceği bir sıcaklık ve gerçeklik vardır.
Ali Lidar’ın yazıları, gençlerden yetişkinlere kadar geniş bir kitleye hitap eder. Onun eserleri, özellikle günlük hayatın içindeki duygusal derinliklere dokunmayı seven okurlar tarafından sevilir. Onun tarzını ve derinliğini keşfetmek isteyenlere, yazıları eşsiz bir deneyim sunabilir.
Ali Lidar En Güzel Sözleri
-> Bir anı, bir ömrü değiştirebilir.
-> Bazı mevsimler, insanın içinde yaşar.
-> İnsan, düşerken bile bir umuda tutunur.
-> Bazı ayrılıklar, birleşmenin tek yoludur.
-> Her şey geçer, ama bıraktığı izler kalır.
-> İnsan, bazen en çok kendine yabancılaşır.
-> İnsan, en çok kendine karşı dürüst olmalı.
-> Akıl vermeyi bırakıp biraz huzur verseniz.
-> Kalbin diliyle konuşanlar, asla unutulmaz.
-> İyi kitaplar dışında kimse elimden tutmadı.
-> Hadi geçtim her şeyden sesine nasıl kıyayım.
-> Huzur, gürültüde değil, sessizlikte saklıdır.
-> Kafamda susmaları için yalvardığım sesler var.
-> İnsan, bir kalbin kıymetini kaybettiğinde anlar.
-> İşim gücüm sen ol benim. Ben seninle çok güzelim.
-> Yalnızlık, insanın kendine en yakın olduğu andır.
-> Hayat, ne kadar kırılgan olduğunu anlamamızı ister.
-> Kimse görmedi diye güzel şeyler yapmaktan vazgeçme.
-> Sevmek, bazen gitmekle kalmak arasında sıkışmaktır.
-> Bazı insanlar sadece yanımızda değil, içimizde yaşar.
-> Hiçbir şeyi, özlediğin şeylerden daha çok sevemezsin.
-> Mutluluk, geçmişle barışıp bugünü anlamakta gizlidir.
-> Benim onu sevmemin nasıl bir mucize olduğunu bilmiyor.
-> Ulaşınca herkes sever seni. Ben ulaşamayınca da sevdim.
-> En ağır yük, insanın kendine yüklediği sorumluluklardır.
-> Sevgi, kalpten dile değil, eyleme dökülürse gerçek olur.
-> Yol uzun olsa da, bir adım bile yolculuğun başlangıcıdır.
-> Bir kitabın ilk cümlesi, yeni bir dünyanın kapısını aralar.
-> Hayat, eksikliklerimizle tamamlanmayı bekleyen bir yapboz gibi.
-> Bir kelime, bazen bir ömür boyu susan bir kalbi konuşturabilir.
-> Zaman her şeyin ilacı değil, ama bir şeyleri kabullenmenin öğreticisidir.
-> Seni çok anıyorum ama arayamıyorum. Çünkü biz, birbirimizi acıdan öldürürüz.
-> O kadar uzak ki aslında herkes herkese, yan yana olsak bile birbirimize dokunamıyoruz.
-> Yeter ki senden gelsin ister şifa ister bela. Eyvallah’tır tek sözüm aşkına da kahrına da.
Ali Lidar Sözleri Anlamlı
-> Ne eksikse sen tamamla, son derece yorgunum. Çok uykum var, öp beni, öpersen ne güzel uyurum.
-> Hadi sen uyu sevgilim. Uyumadığın zamanlar, Başkalarını düşündüğün gibi tuhaf düşüncelerim var.
-> Sonra kalktın sen geldin, ben de kalktım seni sevdim. Seni sevdim bu zamanda kolay mı böyle bir şey?
-> Tanrı her insanı bir şeyle sınar yazıyor kitap. Galiba benim sınavım da yine benim. Ben benle sınanıyorum.
-> Her yola çıktığımda güzel şeyler hayal ettim aslında. Ama işte iyi niyet iyi bir yaşantı için yeterli olamıyor.
-> Hiçbirimiz, hayalimizdeki insanın hayalindeki insan değiliz sanırım. Bu geç kalışların başka açıklaması olamaz çünkü.
-> Birbirimize soracağımız o kadar çok soru, konuşmamız gereken o kadar çok konu vardı ki. Biz çareyi susmakta bulmuştuk.
-> Kimse kimseyi anlamaz, kimse kimseyi yeterince dinlemez, sadece ve sadece dinler gibi görünür ve sıranın bir an önce kendi anlatacaklarına gelmesini bekler.
Ali Lidar Kitap Alıntıları
-> Söyleyecek şeyimiz olmadığından değil. Söyleyecek çok şeyimiz var aslında ama, bugüne kadar anlattıklarımız hiçbir işe yaramadığından, konuşmak istemiyoruz.
-> Böyle olması gerekiyormuş demek ki dedim. İnsan götünü de yırtsa, değiştiremeyeceği şeyleri değiştiremiyormuş dedim. Yine çok ağladım. Sabır dedim, sabrettim.
-> Susarım ben de. Kitaplarımı okur, oyuncaklarımla oynar, olup biten her şeye içimden şaşırır ve dışımdan da derim ki. Bana ne ulan ne bok yiyorsa yesin herkes!
-> Oysa bir bilse gülüşünün kıyısına sığınıp eyguzelsozler.com bir ömür geçirebileceğimi. Bilse sesini her duyduğumda içimden durmaksızın bilmediğim, unutulmuş dillerde şarkılar söylediğimi.
-> İsteyenler ağlarlar. Gönlünden geçirenler, hayalini kuranlar, uykusu kaçanlar, aşkından yananlar, yarasından nefesi kesilenler ağlarlar. Bunca hale düşüp de güç yetiremeyenler ağlarlar.
-> Kendimi dahi anlamına gelende gibi hissediyorum. Diğerleriyle bitişik durduğum zaman huzursuzlanıyor, sırıtıyor, eğreti gibi duruyorum. Benim ayrı yazılmam lazım; kimselerin yanına yakışmıyorum.
-> Neden bu kadar çok kitap okuyorsun? İnsan sevmiyorum ben. Gerçek insanları sevmiyorum. Fazla sıkıcılar. O yüzden kitaplarda bulduğum ve gerçek olmadıklarını bildiğim insanlar ruhumu dinlendiriyor.
-> Tek bir sese ihtiyacın vardır senin. Sadece o ses her şeyi yoluna koyacaktır. Başını ellerinin arasına alıp o sesi beklersin. Alnını duvara dayarsın. Kafandan ses gelir, duvardan ses gelir, o ses gelmez.
Ali Lidar En Çok Paylaşılan Sözleri
-> Birini ya da bir şeyi sevmek, değer vermek, onu her şeyiyle sevmek demektir çoğu zaman. Ne olduğunu, ne olacağını, sınırlarını bilip, hatalarıyla, eksiklikleriyle, yanlışlarıyla ve sebep olduğu üzüntülerle kabul etmek demektir.
-> Mutlu insanların mutlulukları birbirine benzer, mutsuz insanların mutsuzluğu ise kendine özgüdür. Sevinç neredeyse kollektif bir duygudur, mutsuzluk ise genelleştirilemeyecek kadar kişisel. Bu yüzden de insanlar mutlu olduklarında anlatacak yer ararken hüzünlerini ellerinden geldiği kadar saklamaya çalışırlar.
-> Kimseyle konuşmuyorum. Böyle daha iyi oluyor sanki. Bir anlamı olduğundan değil. Konuşamadığımdan da değil. Canım istemiyor sadece. Aslında canım isterse bir saksı bitkisiyle hava durumu hakkında bile konuşabilirim. Ama hiç canım istemiyor işte. Sahiden de hiçbir şey söylemeden susarsam ne demek istediğim anlaşılabilir mi ki?
-> Bir insan nasıl sevilir hatırlamıyorum. Öğret bana. Tut elimden, gözlerimin içine bak. Okula başlamış çocuğa alfabeyi öğretir gibi, kırk yıllık budiste namaz kılmayı öğretir gibi, sabırla öğret bana seni sevmeyi. Merhameti ve şefkati elden bırakma. Öyle bir bak ki bana, hırçınlığım gözlerinin buğusundan utanıp kendi kendini yok etsin.
-> Hayat, sebep olduğu pek çok sıkıntının bedelini ödüyor aslında. Ondan aldığımız çok kıymetli bir şey var. Boyumuzun ölçüsü. Ölçüsüzce yaşayıp, ölçüsüzce sevip, ölçüsüzce içip, ölçüsüzce ne bok yiyeceğimizi bilemediğimiz zamanların ardından durup kendimizi ve geçmişimizi sorguladığımızda görüyoruz ki. Evet, elimize vermiş hayat. Boyumuzun ölçüsünü.