Rıfat Ilgaz Sözleri

Rıfat Ilgaz, en çok “Hababam Sınıfı” adlı eseriyle bilinir. Bu eser, Türkiye’de çok sevilen bir roman olmuş ve birçok kez sinemaya uyarlanmıştır. Hababam Sınıfı, bir grup öğrencinin okul hayatını mizahi bir dille anlatır ve bu öğrencilerin okul yaşantısındaki eğlenceli, komik anıları üzerine kurgulanmıştır.
Rıfat Ilgaz, sadece mizahi eserler değil, aynı zamanda toplumsal sorunları ele alan şiirler ve romanlar da yazmıştır. 1940’lı yıllarda, politik şiirleri nedeniyle birçok kez baskı ve sansüre uğramış, hatta hapis cezası almıştır. Bununla birlikte, o dönemlerdeki edebi ve politik mücadelesiyle toplumsal sorunlara dikkat çekmiş ve halkın yanında olmuştur.
Rıfat Ilgaz En Güzel Sözleri
* İnsanın en büyük düşmanı, kendi korkularıdır.
* Birini sevmenin en iyi yolu, ona güvenmektir.
* Karadeniz, boğulanları kıyıya atardı er geç…
* Burnunu çeke çeke ağlamak, belki biraz çocukça.
* Vatan hainlerine, asker kaçaklarına acımak yok!
* Biz yolumuza gidiyoruz, dedi. Onlar kaçıyorlar.
* Demek seksen dört ekmeğe öğretmenlik yapıyoruz.
* Yaşamın anlamı, neyi nasıl yaşadığında gizlidir.
* Adamı kocatmadan, çürütmeden salıvermiyor hökümet.
* İyi haberlerin yaşamla sıkı sıkıya ilişkisi vardır.
* Bir milletin gücü, gençlerinin eğitiminde saklıdır.
* Özgürlük, bir insanın kendi sınırlarını bilmesidir.
* En kötüsü, kötünün de kötüsü okuyup satılmış adamlar.
* İnsanlar hep konuşur, önemli olan doğruyu söylemektir.
* Mutluluk, sahip olduklarının değerini bilmekle başlar.
* İyilik, bir insanın ruhuna yaptığı en güzel yatırımdır.
* Adalet, her şeyin temelidir; adaletsiz bir toplum çöker.
* Kurt dediğin, dumanlı havayı sever, hele hava kararsın!
* Ateşler kül bağladı sobalarda, Tosya kan uykulardadır…
* İnsanlar, mutluluğu ararken, aslında kendilerini ararlar.
* Dilinin ucuna gelen her sözcük de hemen söylenemezdi ki…
* İnsanlar, neyi kaybettiklerinde neyi kazandıklarını anlarlar.
* İnsan, en büyük zaferini kendine karşı kazandığında elde eder.
* Doğruluk, her zaman en zor yoldur; ama sonunda hep kazandırır.
* Bak buralarda, bu güneşli havalarda, dolaşmamı sana borçluyum.
* Yalnızlık, insanın en iyi öğretmenidir; ama en kötü yoldaşıdır.
* Hayat, bir kitaptır; önemli olan, o kitabı nasıl yazdığınızdır.
* Sevgi, her şeyi fetheder, ama sevgiye saygı olmazsa sevgi biter.
* Kızdım, hep bizden ölüm isterler. Hiç yaşamaktan söz eden yoktur.
* Toplumu değiştirmek isteyenler, önce kendilerini değiştirmelidir.
* Sevgi, dünyanın en büyük gücüdür; ama sevgiye emek vermek gerekir.
* İyi ya da kötü, yaptım işte… Bir şair, üzerine düşen işi yapmalı.
* İnsan birini sevince nereye giderse yanında götürüyormuş gibi gelir.
* Küçük şeylerle mutlu olmayı öğrenmek, büyük mutlulukların anahtarıdır.
Rıfat Ilgaz Kitap Alıntıları
* Her insan, bir dünya kurar; ama o dünya, insanın vicdanıyla inşa edilir.
* Göğüs gere gere ne hale geldik, ne bizden hayır kaldı ne göğüslerimizden!
* Gerçekten değerli olan şey, insana kattıklarındır, ondan aldıkların değil.
* Bir toplumun gelişmişliği, o toplumun kadınlarına verdiği değerle ölçülür.
* Kötü öğretmen, kötü öğrenci, kötü veli yoktur. kötü eğitim sistemi vardır.
* Yaşamak, sadece nefes almak değildir; yaşamak, anlamak ve anlamlandırmaktır.
* Kurtuluş Savaşı yapıyoruz, gencimizle, yaşlımızla, kadınımızla birlik olup…
* Elim kalem tuttuğu sürece, hep karşılarında olacağım onlar gibi düşünenlerin!
* Kalem kılıçtan keskindir; çünkü kalem, düşünceleri kestiği yerden canlandırır.
* Sanatçı hangi toplumda olursa olsun sorunları bulup çıkarmakla görevli kişidir.
* Azar azar, duvar örer gibi gelişen dostluklar, öyle kolay kolay yıkılıp gitmez…
* Aldanıyor muyum yoksa diye düşündü, sevmek diye bir şey yok muydu, insanoğlu için?
* Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta, Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder…
* Ya ezenden yana olacaksın ya da ezilenden! Bu işin az şekerlisi çok şekerlisi olmaz.
* Her şeyin en azını isteyenler için mesele yok! Mutlu olmak bile mümkün böyleleri için.
* Kim demişse demişti, açlık ekmeğin katığıdır. diye. Ne güzel de gidiyordu şu kuru ekmek.
* Yaşım ‘kırkın üstünde ama biz burada hepimiz patronun evlatlarıyız, tabii üvey evlatları…
* Gözünü sevdiğimin kopyası…Ne doktorlar, ne avukatlar, ne mühendisler yetiştirmişti şimdiye kadar.
Rıfat Ilgaz Aşk Sözleri
* En azdan yirmi bin öğretmen var memlekette. Bunlar vatanı satsalardı, vatan mı kalırdı bugüne kadar.
* Ne kadar iyi yürekli olsalar, insanlar da bir yere kadar kolluyorlardı kendilerinden güçsüz olanları.
* Tutumunu rastlantılara bırakmamalıydı bundan sonra, daha uyanık olmalı, ölçülü ve dengeli yaşamalıydı.
* Zorbadan korkup susan bir kolcunun yoksul halkın karşısında aslan kesilmesi kadar gülünç ne olabilirdi?
* Galiba biz gereğinden çok düşüyoruz çocukların üzerine, anne olarak! Kim bilir belki de topluma güvenmediğimizden…
* Okumayı unutmuştum, ama gemici olup giden çocuklar seferden dönünce İstanbullardan, Zonguldaklardan söz ediyorlardı.
* Okumayı unutmuştum, ama gemici olup giden çocuklar seferden dönünce İstanbullardan, Zonguldaklardan söz ediyorlardı.
* Sorunlarını, bütün sorunlarını çözümlemiş toplumlar henüz yok ! Sanatçı bu sorunları bulup çıkarmakla görevli kişidir.
* İnsanların en namussuzu kimdir bilir misin? Herkes eyguzelsozler.com toprağı için cephelerde dövüşürken, düşmana arkasını dönüp kaçandır.
* Geride kalanların yaşamaları gerekiyordu, hem de nasıl yaşamak… Gidenlerin açığını kapatarak, onların görevlerini de üstlenerek.
* Bir duyguya ben bin, on bin kişi ortak oldu mu, bu duygu beş binle, on binle çarpılınca, bu kalabalık da çarpılır, ne yaptığını bilmez olur.
* Güneş, yaprakların arasından sıyrılarak başının üstüne doğru yükseldikçe, doğadan gelen bir özgürlük havası, bir umursamayış, bir uçarılık dolup taşıyordu içinden.
* Yalnız anadilini değil, çocukluğunu belli bir yurt kesiminde oluşturmadan gezginci bir yaşayış sürdüren yazarın, diliyle birlikte toplumsal oluşumu da yarım kalır.
Rıfat Ilgaz Sözleri Uzun
* Uşaklar, dedi halime kaptan, benim adım Halime değil, Halim. Bildiğiniz gibi, kaptan benim. Onlardan saklayacak başka birşeyimiz yok. Paramız pulumuz yok ki soyulmaktan korkalım.
* Moskof gemileri kumda kızak üstünde yatan gemileri artık topa tutmuyorlar. Biten bir şey var ama harp mi bitti, düşmanların cephanelerimi bitti, güçleri, kuvvetlerimi bitti, belli değil…
* Benim bildiğim tek bir gerçek var. İnsanların bu toplumda kendi hallerinde rahat bırakılmadıkları… Böyle bir ortamda bir şeye sahip olmak için tepinmenin, ölmenin, hiçbir anlamı kalmıyor!
* İstiyorum ki halk, kendi çektiklerinin farkına varsın. Bir kez halk yoksulluğunun ayrımına varırsa… Daha doğrusu halk, halk olarak kendi gücünün farkına varırsa… Kaderine öylesine razı olmuş görünüyor ki.
* Kitaplardan birinde şöyle yazarmış, babam okumuş adamdı, o söylerdi boyuna. Topraktan geldik, toprağa gideceğiz diye… Bizim Karadeniz uşakları için şöyle demek daha doğru: Denizden geldik, denize gideceğiz!