Tahsin Yücel Sözleri

Tahsin Yücel, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan yazar, akademisyen, ve eleştirmendir. 17 Şubat 1933’te Elbistan’da doğmuş, 22 Ocak 2016’da İstanbul’da hayatını kaybetmiştir. Fransız Dili ve Edebiyatı alanında akademik kariyer yapmış ve bu alanda önemli çevirilere imza atmıştır.
Aynı zamanda edebiyat eleştirisi alanında da eserler veren Yücel, anlatı bilim üzerine çalışmış ve yapısalcı eleştirinin Türkiye’deki önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Eserleri arasında Haney Yaşamalı, Kumru ile Kumru, Bıyık Söylencesi gibi romanlar; Düşlerin Ölümü, Yedi Hikâye gibi öykü kitapları yer alır.
Çok sayıda ödül kazanan Yücel, 1997 yılında Gökdelen romanıyla Orhan Kemal Roman Armağanı’nı, 2010’da ise Söylemlerin İçinden kitabıyla Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü almıştır. Türk edebiyatında gerçekçilik akımının önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Tahsin Yücel Kitap Alıntı Sözleri
* Hikâyeler, geçmişin mirasıdır.
* Dil, insanın en büyük gücüdür.
* Gerçekler, insanı özgür kılar.
* İnsanlar, dilleri kadar güçlüdür.
* Dil, insanın en büyük hazinesidir.
* İnsan, anlamadığı şeylerden korkar.
* Dil, insanın varoluşunun temelidir.
* Gerçekler, insanın ruhunu arındırır.
* Dil, insanın varoluşunun temel taşıdır.
* Hikâyeler, insanın en büyük öğretmenidir.
* Yalan, insan ruhunun en büyük düşmanıdır.
* Edebiyat, insanın kendini bulma çabasıdır.
* Edebiyat, insanın içindeki boşluğu doldurur.
* Gerçekler, insanı kendiyle yüzleşmeye zorlar.
* Hikâyeler, insanın kendine dair yolculuğudur.
* Edebiyat, insanın hayal gücünün bir ürünüdür.
* Dil, bir toplumun en önemli kültürel mirasıdır.
* Dil, insanın varoluşunu anlamlandırma aracıdır.
* Gerçekler saklanamaz, er ya da geç ortaya çıkar.
* Edebiyat, insanın dünyayı yeniden kurma çabasıdır.
* Her dakika değişiyoruz, yaşam sürekli bir değişim.
* Gerçekler, insanın kendini bulmasına yardımcı olur.
* Edebiyat, insan ruhunun en derin katmanlarına iner.
* Edebiyat, insanın en derin sırlarını açığa çıkarır.
* Edebiyat, insanın içsel dünyasına açılan bir kapıdır.
* Edebiyat, insanın dünyaya dair algılarını genişletir.
* Folklor, soğanın cücüğü gibi, yoksulun zenginliğidir!
* Edebiyat, insanın kendi iç dünyasıyla hesaplaşmasıdır.
* Edebiyat, insan ruhunun derinliklerine bir yolculuktur.
* Bir toplum, dilini kaybettiğinde, kimliğini de kaybeder.
* Edebiyat, insan ruhunun derinliklerine inen bir sondadır.
Tahsin Yücel Aşk Sözleri
* Edebiyat, insanın içindeki karanlıkla mücadele etmesidir.
* Edebiyat, insanın ruhunun derinliklerine bir yolculuktur.
* Gerçekler acıdır, ama asıl önemli olan onları kavramaktır.
* Edebiyat, insanın içindeki karanlıklarla yüzleşme sanatıdır.
* Dünyanın çivisi gevşemiş, çıkmak üzere, hâlâ anlayamadınız mı?
* Bir dil kaybolursa, o dille birlikte bir medeniyet de kaybolur.
* Şu anda söyleyebileceğim bir şey varsa, o da seni çok sevdiğim.
* Gerçekler, insanın en büyük düşmanıdır, ama aynı zamanda dostudur.
* Her dil bir dünya demektir; dilsiz bir insan, dünyasız bir insandır.
* Doğruyu söylemek doğru olmaya yetmiyor, doğru olmak da doğruyu söylemeye.
* Hikâyelerin gücü, insanların hayata dair algılarını şekillendirmede yatar.
* Bir insanın kendini keşfetmesi, başkalarının hikâyelerini anlamasından geçer.
* Hep dönmüş kendi çevresinde, yaşamı boyunca yaptığı gibi (Peygamberin Son Beş Günü)
* Tufan kavganın şiirini yazardı, ama kavga etmesini bilmezdi, her şeyden önce ozandı.
Tahsin Yücel En Çok Beğenilen Sözleri
* Hz. Ali ne güzel söylemiş ; Kalbiniz üç şeyin evi olsun, İmanın, ümidin, aşkın… (Alıntılar)
* Çağımızın bir gerçeği de temel gerçeklerin söylenmemesi, efendim. Yoksa canına okurlar adamın.
* Çok korkunç bir düş görmüştü, ama ister korkunç olsun ister gülünç, her şey olabilirdi bir düşte.
* Türkiye özgür bir ülke, bir demokrasi cenneti, dedi: Her şeyini satabilir, donunu bile. (Gökdelen)
* Hiçbirimiz bu çöküşün önünde duramıyoruz; tam tersine, hepimiz bu korkunç gidişe katkıda bulunuyoruz.
* İnanmak, inanmamak, bunlar çoktan kapanmış bir dönemin kavramları: artık hiç kimse hiçbir şeye inanmıyor.
* Açık gerçekleri görmekte her zaman ağır kalmış bir toplumda gerçek değerler olsa olsa rastlantıyla saygınlığa erişebilir.
* Türkiye’de özgür insanın durumu salgın hastalık karşısında sağlam insanın durumuna benzer, her an bir hastane odasında uyanabilir.
* Buramıza geldi artık, her şeyimizi bozuyor, yozlaştırıyor, elde kalanını da satıyorlar, ulusça esir pazarına çıkarılmadığımız kaldı.
Tahsin Yücel Kitap Sözleri
* Şu gökyüzünün altında hiçbir şey yeni olmadığına göre, en iyisi okurlara güzel ve anlamlı alıntı demetleri sunmaktı. (Golyan Devrimi)
* Burada düşünemiyorum, yalnız anımsıyorum, bir de özlüyorum. Diyeceğim hep eskiye, hep geriye gidiyorum yavrum. Bu yüzden ölemiyorum da.
* Her şeyin özelleştirilmiş, her şeyin para babasına bırakılmış olduğu bir ortamda yargı genel gidişin dışında kalamazdı. Sence kalır mıydı?
* Belki de günü yaşamanın önemini kavramak için hangi yılın hangi ayında ve hangi gününde olduğumuzu her sabah üst üste on kez yinelemek gerek!
* Bu dünyada çektiklerim yeterdi, bu dünyanın sorunları yeterdi. Çözemeyeceğimi önceden bildiğim sorunlar üzerinde kafa patlatmam budalalık olurdu.
* Bilirsiniz, hocam, gazeteler yalnızca üç şeyi yazar: olması gerekeni, olmaması gerekeni, bir de hiç olmayanı. Ben bir gazetenin hiçbir şeyi olduğu gibi yazdığını görmedim.
* Büyük romancı Balzac’tır… Yeteneğini oluşturan şey değiştirim gücüdür, bu değiştirimin ulaştığı niteliktir; hiç kuşkusuz bir ozandır. Ve burada Zola Balzac’in eşiti değildir.
* Tek çelenk bulamadığı gibi, taze bir eyguzelsozler.com mezar da göremedi. Taze gibi görünen bir mezar vardı ya hem taşında bir kadının adı yazılıydı, hem de bu kadının daha ölmediği anlaşılıyordu.
* Hiçbir yeni sözcük öyle bir çırpıda,TDK önerdi ya da ünlü bir yazar yazılarında kullandı diye benimsenmemiştir.Her birey kendi gereksinimlerini,kendi yönelimlerini izler bu konuda. (Dil Devrimi ve Sonuçları)
* Eski ve değersiz oyuncaklarla zaman öldüren bu insanlar yaşamları boyunca çocuk, dolayısıyla geri, dolayısıyla tutucu kalmaya yargılıydılar, oluşturdukları toplum da ister istemez çocuksu, ister istemez geri, ister istemez tutucu bir toplum olarak kalacaktı.
* Su, ne tadın, ne rengin, ne kokun var, anlatılamazsın, tadılırsın yalnız, anlaşılamazsın. Yaşam için zorunlu değilsin, yaşamsın. Duyularla açıklanması olanaksız bir hazla işlersin içimize. Tüm güçler de seninle birlikte varlığımıza dolar. Senin yüceliğin sonucu, yüreğimizin tüm kurumuş pınarları yeniden gürülder içimizde. (Kimim Ben?)