Arif Nihat Asya Sözleri

Arif Nihat Asya Sözleri

Arif Nihat Asya, 7 Şubat 1904’te İstanbul’un Çatalca ilçesinde doğmuş, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önemli şair ve yazarlarından biri olmuştur. Çocuk yaşta yetim kalmış, eğitim hayatına İstanbul ve Konya’da devam etmiştir. Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nden mezun olduktan sonra uzun yıllar öğretmenlik yapmış, edebiyat dersleri vermiştir.

Şair, özellikle milli duyguları işleyen şiirleriyle tanınmıştır. “Bayrak” şiiri, onun en bilinen eserlerinden biridir ve milli marş gibi kabul edilerek büyük yankı uyandırmıştır. Şiirlerinde vatan sevgisini, bağımsızlık ruhunu ve kahramanlık duygularını güçlü bir şekilde işlemiştir. Hem aruz hem hece ölçüsünü kullanmış, halk edebiyatı ve divan edebiyatından beslenen bir üsluba sahip olmuştur.

Arif Nihat Asya Sözleri Kısa

* Bir kuşa yeten yuva iki kuşa da yeter.

* Şehit olmayı göze almayan gazi olamaz.

* Sen hem yaşamak, hem de yaşatmak gücüsün.

* Boyasına güvenen halılar güneşten korkmaz.

* Billur en güzel kahkahasını kırılırken attı.

Arif Nihat Asya Sözleri Anlamlı

* Duvarda bir gedik açmaya bir taşın eskimesi yeter.

* Vazoya saksının farkını sen söyleme, çiçeklerden sor!

* Diktatörlüğü istibdadı, demokrasiyi müsamahası yıkar.

* Vazoyla saksının farkını sen söyleme… Çiçeklerden sor!

* Yaşamaktan mı yorgunum bilmem. Seni günlerce beklemekten mi?

* Gözler kalbin aynasıdır. ama sen yine de gözüne kalbini sorma.

* İnanmak; basamakların çıkamadığı yere kanatlarınla tırmanmaktır.

* Sanatkar halıda gülü dikensiz yapmış, ayakların incinmesin diye.

* Işığı önüne al yürü. Gölgen arkandan ister gelsin ister gelmesin.

* Onlar senin esrarına rüya derler. Rüyanı hakikatlere kurban etme!

* Kalemini bir silah gibi değil, bir kaşık gibi tut yoksa aç kalırsın.

* Bu kitabın kaç dakikada okunduğunu bırak, kaç senede yazıldığını düşün!

* Tekerleri dört köse bir arabaya bindirdiler bizi, bir gidiştir gidiyoruz.

* Şayet geceler gebeyse gerçekten ey. Sonsuz gece, bari sen de rüyanı doğur!

Arif Nihat Asya Kitap Alıntıları

* Kimdik o zaman, şimdi kimin kullarıyız! Bir mutluluğun garip yoksullarıyız!

* Kulun olarak doğmasaydım, kendiliğimden gelir fahri kulun olurdum Allah’ım!

* Dostlar, ne kadar uykucu şeymiş! demeyin. Rüyası için bekliyorum uykuyu ben!

* Sen benden uzaklaşınca kalsam da yarım. Yaklaşma ki sensiz de bu dünyada varım!

* Kıyametin, topluma bir şey olursa küçüğü; kendimize bir şey olursa büyüğü kopar.

* Biz, kısık sesleriz. Minareleri ezansız, gökyüzümüzü bayraksız bırakma Allah’ım!

* Kıyametin, topluma bir şey olursa küçüğü; kendimize bir şey olursa büyüğü kopar.

* Koku, tat, sıcak… sende her aradığım vardı: Seni soğuk bulanlar, ısıtamayanlardı.

* Varlığından şu güzel ülkeyi kurtarsak da; Adımından kalan izler, lekedir toprakta!

* Yakıp yıktığımızı yeniden var edecek duayı bir hatırlasak işlerimiz yoluna girerdi.

* Her akşam, eve dönüşümüzde «kim o?» sesine «İnşallah benim!» diye cevap verir olduk.

* Bütün dualarımızda uzun yaşamak isteği var Eni olmazsa bir ömrün, boyu olmuş ne çıkar.

* İçimizden biri köprü olmaya razı olmazsa, kıyamete kadar bu suyun kıyılarında bekleriz.

Arif Nihat Asya En Çok Paylaşılan Sözleri

* Kalemini bir silah gibi değil, bir kaşık gibi tut yoksa aç kalırsın. diyordu bir kitabında

* Nerde o yiğitler ki, gür sesleri ülkeyi bürür, yürü dese, dağlar yürür, dur dese kalpler dururdu.

* O da bir gazi olmak istedi. Fakat ona anlatmak gerekti ki, şehid olmayı göze almıyan gazi olamaz.

* Doğu, batı duman duman ve yerle gök buğu gibi… Bir dünya ki değil, artık, her zaman olduğu gibi!

* Onlar çiçekten anlamaz, dikenden anlar… Güvercinden, kelebekten değil; doğandan, kartaldan anlar.

* Hastalık, sevgisizlik, öksüzlük…Neler geçirdim ben! Çıkabilseydi bir, güzel diyecek. Güzelleşirdim ben!

* En büyük acı, acıtmaz olmuş zincirlerin acısıdır; köleliği kabul etmenin, başkaldırmaktan vazgeçmenin acısıdır.

* En büyük acı, acıtmaz olmuş zincirlerin acısıdır; köleliği kabul etmenin, başkaldırmaktan vazgeçmenin acısıdır.

* Bir saçı okşamaz, bir alnı serinletmez, bir yelkeni eyguzelsozler.com şişirmez, bir eteği havalandırmazsın. Neyleyim senin gibi rüzgarı.

* Bir saçı okşamaz, bir alnı serinletmez, bir yelkeni şişirmez, bir eteği havalandırmazsın. Neyleyim senin gibi rüzgarı.

* Ey büyük işler yaptığını sananlar, Ey işimize karışanlar çalım çalım… Bırakın biz de şu memleketin Edebiyatını yapalım!

* Düşünüyorum, o halde varım. demiş Descartes ama Arif Nihat Asya ise Hayır, yanlış. Düşünülüyorum, o halde varım. demiştir.

Arif Nihat Asya Sözleri Tumblr

* Bu ülkedeki kavga Türk ile Kürt’ün kavgası değil, hilal ile haçın kavgasıdır. Hilalin altında bir olun çok kalabalık olacağız, göreceksiniz.

* Bozkurt’a benzeyenler ve bir günde dev gibi orduları yenenler, destanlarda kalan Bozkurt’un nesi olurlar diye sorana, tarih diyecek: Yavruları!

* Artık ne sefer var, ne zafer talibiyim. Mademki şu hür ülkelerin sahibiyim. Lâkin bana söyleyin çocuklar: kendi yurdumda neden böyle misafir gibiyim?

* Yatsın, diyerek, bari bu akşam, erken! Annem, bana kumsalda masal söylerken. Bir tatlı hafiflikle açıldım kıyıdan enginlere. Gövdem gemi, ruhum yelken.

* Bazen hedefim, görülmedik yerlerdi; Bazen de ağaçlar, hazırız, çek! derdi. Bir gün, şu yakın dağları aldım önüme; Bir gün bana şurada dalgalar poz verdi

* Ben bir garibim, anlatacak kıssam yok; Tattan, kokudan ve renkten hissem yok! Kaldım yarı çıplak, yarı aç, yollarda: Dünyada benim gel! diyecek kimsem yok!

* Öyle insanlar vardır ki «Bayram», içlerinde en mutsuzlarının adıdır. Öyle sokaklar vardır ki bayram korkmadan geçemez! Öyle acılar vardır ki, «Bugün bayram!..» diyen takvimler, onlar için yalancıdır. Bayram vardır ki «bay» la başladığı için, adını değiştirmiştir. Öyle kapılar vardır ki, içerden «Kim o?» diye sorulduğu zaman bayram, adını söylemeye utanır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.