Walter Benjamin Sözleri

Walter Benjamin, 15 Temmuz 1892’de Berlin’de doğmuş, 26 Eylül 1940’ta İspanya-Fransa sınırında yaşamına son vermiş olan Alman filozof, edebiyat eleştirmeni, kültür teorisyeni ve tarihçidir. Benjamin’in en bilinen eserleri arasında “Pasajlar” (Passagen-Werk), “Tarih Kavramı Üzerine” (Über den Begriff der Geschichte), “Tekniğin Olanaklarıyla Yeniden Üretim Çağında Sanat Eseri” (Das Kunstwerk im Zeitalter seiner technischen Reproduzierbarkeit) ve “Almanya’da Faşizm ve Kültürel Yeniden Üretim” bulunmaktadır. Sanat eserlerinin kitlesel üretimle değişen anlamını irdeleyen “Tekniğin Olanaklarıyla Yeniden Üretim Çağında Sanat Eseri” adlı makalesi, kültür eleştirisi alanında çığır açan bir çalışma olarak kabul edilir.
Benjamin, ayrıca tarih felsefesi üzerine düşündüğü “Tarih Kavramı Üzerine” adlı denemesinde, tarihe bakışta determinist bir ilerleme fikrine karşı çıkarak geçmişin daima yeniden yorumlanabileceğini savunur. Bu yaklaşımıyla, tarihin “kazananlar” tarafından yazıldığına ve kaybedenlerin seslerinin kaybolduğuna dikkat çeker.
Nazilerin iktidara gelmesiyle Almanya’yı terk etmek zorunda kalan Benjamin, hayatının son yıllarını Paris’te geçirmiş ve 1940 yılında İspanya sınırında yakalanmamak için intihar etmiştir. Düşünceleri, özellikle Frankfurt Okulu üzerindeki etkisiyle sonraki kuşaklara ilham vermeye devam etmiştir.
Walter Benjamin Sözleri Kısa
* Yaşamak izler bırakmaktır.
* Her çağın bir ütopyası vardır.
* Geçmiş, bugünün izlerini taşır.
* Toplum, bireyin ruhunda şekillenir.
* İçsel dünyamız, toplumun aynasıdır.
* Geçmiş, bugünün en büyük öğretmenidir.
* Sanat, geçmişle bağ kurmanın bir yoludur.
* Geçmiş, geleceğin yapı taşlarından biridir.
* Düşüncelerimiz, geleceğe açılan kapılardır.
* Bir insanı ancak onu ümitsizce seven tanır.
* Düşünce, içsel özgürlüğe açılan bir kapıdır.
* Her çağ, kendi sanatsal ifade biçimini arar.
* Anlam, genellikle en basit anlarda gizlidir.
* Bir toplum, en çok unuttuğu şeyle tanımlanır.
* Toplum, sanat aracılığıyla kendini ifade eder.
* Gerçek devrim, bireyin içsel değişimiyle başlar.
* İçsel özgürlük, düşüncenin en yüksek noktasıdır.
* Gerçek devrim, insanın iç dünyasında gerçekleşir.
* Gerçek anlam, genellikle en sessiz anlarda doğar.
* Yaratıcı ifade, toplumu dönüştürme gücüne sahiptir.
* Bir toplumun ruhunu anlamak için, onun sanatına bak.
* Asıl ahlaksal olanın mecburen yanından geçip gidilir.
* Hayat ancak anlamı düşünüldüğünde yaşanmaya değerdir.
* Kendi tarihini unutan toplumlar, hatalarını tekrarlar.
* Bellek, bizim en eski ve en samimi yol arkadaşımızdır.
* Geçmişi hatırlamak, geleceği inşa etmenin bir yoludur.
* Geleceği anlama çabası, geçmişi anlama çabasıyla başlar.
Walter Benjamin Sözleri Özlü
* Teknolojiyle değişen toplumda sanatın işlevi de değişir.
* Mekanik yeniden üretim, sanat eserinin ‘aura’sını yok eder.
* Anımsama ile uyanış arasında son derece sıkı bir bağ vardır.
* Gerçek anılar, aydınlığa çıkmak için hiç beklenmedik anları kollar.
* Adalet amaçların ölçütü ise, araçların ölçütü de hukuka uygunluktur.
* Aşk, çoğu kişi için ebedi bir yuvadır; kimisi içinse ebedi bir yolculuk.
* Kitaplar sadece okumak için değil, aynı zamanda birlikte yaşamak içindir.
* Büyük şehir insanını büyüleyen aşktır, ama ilk bakışta değil, son bakışta aşk.
* Her şey zahmetsiz bir belki ile başlıyor. Ölüm benimle sevgimesajlarim.com sarhoşluğum arasında duruyor.
* İnsan o denli hassaslaşıyor ki, kağıdın üzerine düşen gölgenin, kağıdı yaralayacağından korkuyor.
* Geleneksel kitap edinme yollarından bir koleksiyoncu için en münasip olanı iade etmemek şartıyla kitap ödünç almaktır.
* Uzun tarihsel dönemler boyunca, insan topluluklarının varoluş biçimi nasıl değiştiyse, algı biçimi de aynı şekilde değişmiştir.
Walter Benjamin Sözleri Anlamlı
* İnsanlığın kendine yabancılaşması o raddeye varmıştır ki, kendi yıkımını dahi birinci kalite estetik haz olarak yaşayabilecektir.
* Ben’in belirlenişi, kendisi üzerinde düşünsemesi… ancak kendisini, kendisine karşı bir Ben koyarak sınırlandırması koşuluyla olanaklıdır.
* Yüzlerimizdeki kırışıklıklar ve buruşukluklar, bizi ziyarete gelen büyük arzuların, kötülüklerin, sezgilerin tescilidir; fakat biz, ev sahipleri, evde değiliz.
* Bir aşkta çoğu insan ebedi yurdunu arar. Ama başkaları, çok azı, ebedi yolculuğu. Bu sonuncular aşkta toprak anayla temasa gelmekten korkan melankoliklerdir. Sıla hasretini onlardan uzak tutacak kişiyi ararlar. O kişiye sadık kalırlar.
* Deneyim yoksulluğu: Bu, insanların yeni bir deneyimin özlemini duydukları biçiminde anlaşılmasın. Hayır, insanların özledikleri deneyimlerden kurtulmak… İnsanlar, dışsal ve de içsel de olsa kendi yoksulluklarını tertemiz ve açıkça ortaya koyarak doğru dürüst bir şeylerin ortaya çıkmasını sağlayacak bir çevreyi özlüyor.
* Mal denilen fetişe hangi dinsel tören kurallarıyla tapılacağını moda saptar. Grandville, modanın istemlerinin kapsamını, günlük kullanım eşyalarını ve evreni de içine alacak biçimde ge nişletir. Modayı en uç noktalarında izleyerek doğasını gün ışığı na çıkarır. Moda, organik dünyayla çatışkı içersindedir. Canlı beden ile anorganik dünya arasında bir tür pezevenklik yapar. Cesetlerin hakkını canlılarda gözetir. Anorganik dünyanın cin sel çekiciliğinin boyunduruğundaki fetişizm, modanın can da marıdır. Mal kültü, bu can damarını kendi hizmetine alır.