Barış Bıçakçı Sözleri

Barış Bıçakçı, 1966 yılında Adana’da doğmuş bir Türk yazar ve şairdir. ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmasına rağmen, edebiyat alanında eserler vermeyi tercih etmiştir. Roman, öykü ve şiir türlerinde eserler yazan Bıçakçı, sade ve derinlikli anlatımıyla tanınır.
Eserlerinde genellikle kent yaşamı, bireyin iç dünyası, melankoli, aşk ve nostalji gibi temaları işler. Dili yalın ama etkileyicidir, gündelik hayattan kesitler sunarak insan ilişkilerini derinlemesine ele alır. En bilinen kitaplarından bazıları “Herkes Herkesle Dostmuş Gibi”, “Bizim Büyük Çaresizliğimiz”, “Aramızdaki En Kısa Mesafe”, “Sinek Isırıklarının Müellifi” ve **”Seyrek Yağmur”**dur. “Bizim Büyük Çaresizliğimiz” adlı romanı 2011 yılında Seyfi Teoman tarafından sinemaya uyarlanmıştır.
Şiir kitapları da bulunan Bıçakçı, aynı zamanda senaryo yazarlığı yapmıştır. Minimalist anlatımı ve duygusal yoğunluğu yüksek metinleriyle edebiyatseverler tarafından büyük ilgi görmektedir.
Barış Bıçakçı Sözleri Kısa
* … kim bilir nelerin sonunda, birbirlerini bulmuş olmanın, yere düşen bir iğneyi bulmakla aynı şey olduğu…
* Kadın erkek ilişkileriyle, özellikle de heyecanın yok olmaması konusuyla bütün bilimler el ele verip ilgilense yeridir bence.
* Evet, yolun sonunda iki adam, şiirin bile fayda etmediği çünkü şiir çaredir bir bakıma ölüme, özellikle de son dize ve her şeye çengel atan kafiye.
* Halbuki sızıntı hep vardır, ip gibi, yaşadıklarımızdan, okuduğumuz kitaplardan, seyrettiğimiz filmlerden zihnimize akan bir şeyler hep vardır.
* En büyük ahlaksızlık, demiştim kendi kendime, bir aşkı yaşamamaktır. Hayatı mümkün olan en geniş haliyle yaşamak gerekir.
* Bir armağan, bir mucize olduğu söylenen şu hayatın saçma sapan bir şekilde bitebileceğinden korktum hep. İçimde böyle bir korku varken de hayatın tam da bu şekilde, yani saçma sapan bir şekilde sürdüğünü anlamadım. Asıl bundan korkman gerektiğini anlamadım.
* Önce aşk vardır. Hatırlamak da, acı çekmek de, sevgilimize vereceğimiz çiçeğin fotosentezi de ondan sonra başlar.
* İncecik bir gündüzsün sen, Salıyla çarşamba arası.
Barış Bıçakçı Sözleri Özlü
* Aşık olmak, arada sözcükler varsa mümkündür.
* Bir insanı anlamak için onu sevmek gerekir. Peki ama sevmek için ne gerekir? İşte tam bu noktada nedensizliğin arsız kuşları üzerinize pisler. Ciddiyim, bir de bakmışsınız, seviyorsunuz. Biri çıkar karşınıza, balkon yıkamanın çok güzel bir şey olduğunu söyler, seversiniz.
* Bütün sıkı ilişkiler bir azınlıktır çünkü. Sırtlarını ‘dışarıya’ bir güzel dönmüş iki insanın oluşturduğu azınlık.
* Köylüler doğar yaşar ve ölür; şehirliler ise doğuyorlar, yaşıyorlar ve ölümden korkuyorlar.
* Beğenilmek isteği hiç yoktan iktidar yaratır. Beğenilmek isteyen, kendisini beğenmesini istediği kişinin uyruğuna girer.
* Herkesin cümlesi aynı bile olsa öznesi farklı.
* Halbuki yalnızca bedeniz ve bununla baş edemediğimiz için ruh diye bir şey icat etmişiz. Doğrusu parlak fikir.
* Evrendeki en bol elementin, hidrojen ile helyumun, aynı zamanda en hafif iki element olması her şeyi açıklıyor zaten. Böyle hafif bir evrende anlam ne arasın? Anlam ağırdır… Dibe çöker. Falcılar bu nedenle kahvenin telvesine bakarlar.
* Ah şu önlerinden sarkan şeyi varlıklarının muskası sananlar.
* Aşk konuşturur insanı. Veciz Sözler’e katılanlardan hiçbiri söylemedi ama, aşk gevezeliktir. İnsan aşık olduğu insanı öpmek, okşamak, ona sarılmak, onunla sevişmek ister; makul istekler! Ama hepsinden önce onun hakkında konuşmak, onu başkalarına anlatmak ister.
Barış Bıçakçı Kitap Alıntı Sözleri
* Batan gemiyi farelerden önce sözcükler terk eder.
* Her ne yapıyorsak, günün birinde öleceğimizi unutmak için yapıyoruz.
* Hayat yine de kitapta durduğu gibi durmuyor.
* Başka türlü nefes alınmaz. Başka türlü yaşanmaz. Başka türlü aşk olmaz. Yaptıklarımızı olumlayan yasalar buluyoruz; sanırım aklımız böyle işliyor: Buyurgan iç huzurumuzun boynu bükük kölesi olarak.
* Ben doğru dürüst konuşamadığım, konuşmaktan tat alamadığım birine aşık olamam.
* İnsan yüzü şu dünyadaki en ilgin. coğrafi şekildir. Üzerinde güneşler doğar güneşler batar.
* Yaşamak ilerlemek olamaz diye düşünüyor Cemil, ama geride bırakmak olabilir…
* Galiba geçmişe bakmak geleceğe bakmaktan daha heyecanlı.
* Kör biri görmeye başlayınca ne olur biliyor musun? Her gördüğüne inanır!
* Aforizma… Hani şu kahvaltıda ekmeğin üzerine sürdüğümüz beyaz ve kıvamlı şey. Sizi beslemez ama tok tutar.
* Aforizma belki bilmek demek değildir ama bilmek çabasıdır, ona en azından bir başlangıç önermesine verilen değeri vermek gerekir. Şu da yeteri kadar açık değil mi: Aforizma modern insanın kullandığı bir ağrı kesicidir. Hiç olmanın ağrısını dindirir. Sonra ağrı yine başlar.
* Yalnızlık su gibidir, içinde durduğu insanın şeklini alır.
* İnsanoğlu beklerken nefes almaz, yutkunur, demişti. Merzifon garajında mısır satan bir adam, Yaşamak istiyorsan beklemesini bileceksin. Ankara’dan Sulhi, Ölüler bekler.
Barış Bıçakçı Meşhur Sözleri
* Hayat tesadüflerle doludur ve o kadar doludur ki insan günün birinde kendi gençliğine tesadüf edebilir.
* Aşk başta anlam olmak üzere pek çok şeyi karşısına alır. Huzuru örneğin, kararlılığı ve dengeyi. Kendine kendine sözler verirsin. Boşunadır.
* Aşık olmak böyle bir şey miydi? Dinlediğin hikayelerin kahramanlarıyla özdeşleşmek miydi?
* Aşk ile edebiyat arasında kendince bir ilişki kurmuştu Hasan da, diğer bütün kahramanlar gibi. Önce aşkını (büyük) göstermek için başvurmuştu edebiyata. Duygularını abartan birkaç şiir, sabahları derse girmeden önce Pervin’in eline tutuşturduğu özlem, piş.
* Gençlik sancılarının hayatı anlamsız kılan ani ölümlerle birleştiğinde neler olabileceğini ikimiz de seziyorduk. Çok şey konuşmak istiyor, konuşamıyorduk.
* Ev kuşuyduk biz. Radyo dinlerdik, çay içip bisküvi yerdik, bu da yetmezdi bisküvimizi çaya batırırdık. Gülüşümüzün bütün dişleri tamamdı da gençliğimizin üç dişi eksikti.
* Yalnızlık mı? Milyarlarca insanın adı geçiyor bu bahiste!
* Liman bazı kadınlar için erkek ismidir.
* İnandırıcı olmak için önce senin inanman gerekir.
* Bütün sevgili anların, geçmişindeki bütün güzel yaşantıların bir gün geri döneceğine inandırmıştı kendisini. Yoksa, yani bu doğru değilse, yaşamanın anlamı ne ?
* Bana ikimiz aynı insanmışız gibi baktı. Ben onun devamıymışım gibi…
* Hayat devam eder. Bazı çiçekler susuzluğa ve unutulmaya dayanır. Hayat her zaman devam eder, bunu herkes bilir.
* Benden okumak için kitap önermemi isteyenlerin kalbimi de istediklerini sanıyordum, hâlâ öyle!
* Şiir çaredir bir bakıma ölüme. Özellikle de son dize ve her şeye çengel atan kafiye.
* Aşk bir gösteri sanatıdır. Taklitle öğrenilir.
* Hiçbir şey göründüğü, hatta yaşandığı gibi değil. Her şey hatırlandığı gibi.
* Kitaplar bir bakıma başarılmış, tamamlanmış şeylerdir. Oysa hayat başarılamayan ve tamamlanmayan şeylerle doludur.
Barış Bıçakçı Sözleri Facebook
* Bu hayatın dışına çıkmak için intiharın dışında bir yol bulmalısın.
* İkinci mektubunu dersteyken yazmıştın: Dışarıda yağmur yağıyor, hoca kısmi türevi anlatıyor ve ben seni düşünüyorum.
* Mutsuz olacağını herkes önceden bilir.
* Hareket etmezsen acı üzerinde birikir.
* Kalem bir kazı aletidir. diyor. Aslında şöyle demiş oluyor: Kalem bir kazı aletidir. Bir gömü gibi kazarsın kendini ve çektirdiğin dişlerin dışında tastamam duran iskeletine ulaştığın zaman anlarsın: Evrenin sonu vardır, insanın sonu vardır. Bu dünyada her şey hep aynıdır ve bunu bilmek ölesiye sıkıcıdır.
* İnsan, evet, simyacıdır; kıymıkları, çizikleri, ufacık şeyleri soy bir kedere dönüştürmeyi başarmıştır. Evrenin muazzam boşluğu madde, anti-madde ve keder ile doludur…
* Bana, insan yalnızca kendini anlayabilirmiş gibi geliyor. O da zaman zaman.
* Ruh bedenin türbesidir. Çünkü insan aslında kendisini ölü gibi hissettiğinde hisseder bir ruhunun olduğunu…
* Çünkü hiçbir şey göründüğü, hatta yaşandığı gibi değil. Her şey hatırlandığı gibi.
* Yaşamak aslında birbirinden kopuk yaşantılar arasında bağlantılar kurmaktır. Bir hatırayı diğerine bir fotoğraf albümü değil yaşayan bir insan bağlar.
* Bu yaşa kadar sürükleye sürükleye getirdiği kişiliği de neredeyse suyun girdabına kapılıp gidecekti. Aşk hikayesi mi kanalizasyon hikayesi mi? Şehrin altında bir yerde ikisi birbirine karışıyor.
* Saatler sürdüğü olur bir satranç maçının; ama yine de ölümden, terk edilişten daha kısa sürer; hele bir de rakibin tuzaklarına bilerek düşerseniz.
* Mucize bekleyen herkes eninde sonunda fizik yasalarıyla yüzleşmek zorundadır.
* Her şey bir şeyin etrafında hiç durmadan eyguzelsozler.com döner, insanın payına düşen sarhoşluktur.
* İnsanlar sustuğunda gök bütün sırlarını dökmeye başlıyor; gündüzleri mızrak mızrak, geceleri yıldız yıldız.
* Kötü olduğumuzda en fazla susarız biz, birbirimize bakmayız. Karpuz yeriz.
* Yere çakılana kadar kanatlarımın olduğuna inanacağım.
* Bilirim, ulaşamamak seni alt üst etmez, sen ulaştığın şeyi kaybedersen dağılırsın.
* Bu dünyada hiçbir şey göründüğü hatta yaşandığı gibi değil, her şey hatırlandığı gibi.
* Ne tuhaf dünya, şikayet edecek bir komşu beklerken kitap isteyen biri çalıyor kapıyı.
* Okurken yere yakındım ama yine de uçar gibiydim.
* …Onu düşman gibi görmek istemiş ve becerememişti. O da bir edebiyat tutkunuydu.
* Böyle bir duruma ancak Oğuz Atay ve kahramanları dayanabilir.
* Siz de bilirsiniz, anlatmaya değer şeyleriniz olduğunu, bir gün bunları anlatacağınızı düşünmek ne güzeldir ve bu düşünce bir kez yer etti mi nasıl da perişan eder insanı! Şu dünyadaki en yüksek mertebe olan okurluk mertebesi size yetmemeye başlar. Dünya olmak istersiniz.
* Tanrı varsa onu tesadüflerde aramak gerekir.
* Bir de bakmışsınız, seviyorsunuz. Biri çıkar karşınıza, balkon yıkamanın çok güzel bir şey olduğunu söyler, seversiniz.