Daniel Keyes Sözleri

Daniel Keyes (1927-2014), Amerikalı bir yazar ve psikoloji profesörüdür. En çok, “Algernon’a Çiçekler” (Flowers for Algernon) adlı romanıyla tanınır. Bu eser, zekâ ve insan doğası üzerine derinlemesine bir psikolojik ve felsefi inceleme sunan, Hugo ve Nebula ödüllü bir bilim kurgu klasiğidir.
Keyes, New York’ta doğmuş ve Brooklyn College’da psikoloji eğitimi almıştır. Kariyerine dergi editörlüğü ile başlamış, daha sonra öğretmenlik yaparak insan zihni ve davranışı üzerine çalışmalar yürütmüştür. Eserlerinde genellikle psikoloji, kimlik, ahlak ve insan zekâsının sınırları gibi konulara odaklanmıştır.
Daniel Keyes Sözleri Kısa
* Unutmak, bazen iyileşmenin tek yoludur.
* Bilgi arttıkça, insanın yalnızlığı da büyür.
* Hafızanızdaki her anı, kim olduğunuzu belirler.
* İnsan bazen en büyük savaşını kendi içinde verir.
* Bazen bilmek, bilmemekten daha büyük bir lanettir.
* Geçmişi unutmak, bazen bir lütuf, bazen de bir lanettir.
* Zekânın bir lanete dönüşmesi için, yalnızlık yeterlidir.
* Gerçek bilgi, yalnızca akılda değil, kalpte de taşınandır.
* Bazen gerçeği bilmek, onu değiştirebilmek anlamına gelmez.
* Zekânın en büyük trajedisi, yalnızlıkla el ele gitmesidir.
* Bazen en büyük bilgi, neyi bilmememiz gerektiğini bilmektir.
* Anılarımız bazen bize yük olur, ama onlarsız biz kim olurduk?
* Zekânın artışı, her zaman ruhun mutluluğuna katkıda bulunmaz.
* Zorunluluk hiçbir yasa tanımaz. (Billy Milligan’ın Zihinleri)
* Cehalet mutluluk olabilir, ama bilinçsizlik özgürlük değildir.
* İnsanlar bazen gerçeği bilmektense güzel bir yalanı tercih eder.
* İnsan bazen kaybettiklerinin ardından en değerli olanı fark eder.
* En değerli insanlar, zekâlarını kalpleriyle dengeleyebilenlerdir.
* Bilginin ağırlığı, bazen taşıyabileceğinizden daha ağır olabilir.
* Bir insanın zekâsı kadar, kalbindeki merhamet de onu değerli kılar.
* En büyük farkındalık, insanın kendi içindeki boşluğu görebilmesidir.
* Hoşgörülü olmak için asla vakti yoktur. (Billy Milligan’ın Zihinleri)
* İnsanı değerli kılan şey, yalnızca bildikleri değil, hissettikleridir.
* Zekâ ile mutluluk arasındaki dengeyi kurmak, insanın en zor sınavıdır.
* İnsan, bazen en büyük cevabı ararken, en basit gerçeği gözden kaçırır.
* Cesaretim olsaydı, sarhoş olacak kadar içerdim…” (Algernon’a Çiçekler)
* Zekâ, yalnızca bilgi değil, aynı zamanda anlayış ve empati gerektirir.
* Duygusuz bir zekâ, yapay bir ışık gibidir; parlak olabilir ama ısıtmaz.
* Kendi iç dünyasını anlamayan biri, dış dünyada da kaybolmaya mahkumdur.
* Duygularını kaybeden bir insan, ne kadar zeki olursa olsun eksik kalır.
* İnsan, gerçeği öğrenmek için çabalar ama bazen öğrendiğinde pişman olur.
* Zekâyı sadece bir hediye olarak görmek, onun yükünü görmezden gelmektir.
* “Ben her zaman doğru olan şeyi yapmaya çalışırım.” (Algernon’a Çiçekler)
* Gerçek zekâ, yalnızca bilgiyi değil, aynı zamanda kalbi anlamayı da içerir.
* Zeka, insana mutluluk getirmez; aksine, çoğu zaman daha büyük acılar yükler.
* Gerçek değişim, sadece zekâyla değil, kalbin içindeki cesaretle de mümkündür.
* Kendi zekânızın içinde kaybolduğunuzda, geriye dönüşü olmayan bir yol açılır.
* Gerçek yalnızlık, çevrende kimsenin olmaması değil, kimseyle bağ kuramamaktır.
* Bir moronun yanında herkes kendisini zeki hissedebilir.” (Algernon’a Çiçekler)
* Bildiğiniz her şey, sizi özgür kılmaz; bazen yalnızca daha fazla zincir ekler.
* Bana neler oldu ? Neden dünyada bu kadar yalnızım ben ?” (Algernon’a Çiçekler)
* Bazı şeyleri bilmemek bir nimettir, ama öğrendikten sonra onlardan kaçamazsınız.
* Zekâ, insanı toplumdan uzaklaştırabilir, ama duygu insanı her zaman geri getirir.
* Zekânın en büyük sınavı, onun sizi insanlıktan uzaklaştırıp uzaklaştırmayacağıdır.
* Sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.” (Algernon’a Çiçekler)
* Bazen en büyük trajedi, gerçeği öğrenmek değil, onunla ne yapacağını bilememektir.
* Sen gittikten sonra nasıl bir işkence çektiğimi bilemezsin.” (Algernon’a Çiçekler)
* Bütün anılarımız bizi biz yapan parçalardır; iyi ya da kötü, onlarsız kim olurduk?
* Kendi zihninizin içinde kaybolmak, dış dünyada kaybolmaktan daha korkutucu olabilir.
* Bana güvenebilirsiniz. Zorunluluk hiçbir yasa tanımaz. (Billy Milligan’ın Zihinleri)
* Bildiğiniz her şey, sizi mutluluğa götürmez; bazen bilmek sadece daha çok acı verir.
* Duygusuz bir zeka, keskin bir bıçak gibidir; her şeyi kesebilir ama kimseyi saramaz.
* Bilgelik, yalnızca bilgiyi değil, onun nasıl ve ne zaman kullanılacağını da bilmektir.
* Kendi içindeki boşluğu bilgiyle doldurmaya çalışırken, ruhunun açlığını unutmamalısın.
* Gerçekleri görmek her zaman özgürleştirici değildir; bazen en ağır zincirleri oluşturur.
* Gerçek dostluk, yalnızca başarılarınızı değil, en derin korkularınızı da paylaşabilmektir.
* Benim ışığımın senin karanlığından daha iyi olduğunu kim söyleyebilir? (Algernon’a Çiçekler)
* İnsan, sadece ne kadar zeki olduğuyla değil, ne kadar sevgi dolu olduğu ile de ölçülmelidir.
* İnsan bazen en derin yaralarını bilgiyle kapatmaya çalışır, ama bilgi her zaman iyileştirmez.
* Düşünceleriniz ne kadar derin olursa olsun, onları paylaşacak biri olmadığında anlamsız kalırlar.
* “…sen eskiden sahip olduğun bir şeyi kaybettin. Senin bir gülümsemen vardı…” (Algernon’a Çiçekler)
* Acısı olmayan bir dünyanın duygudan yoksun bir dünya olduğunu biliyoruz. (Billy Milligan’ın Zihinleri)
* Beni rahatsız eden şey hissettiklerimi ifade etmek için gerekli olan sözcükleri bulamamak. (Algernon’a Çiçekler)
* Oturup kitabının ilk sayfasına bir not yazdı. “Hoşçakalın, üzgünüm ama daha fazlasına katlanamayacağım.” (Billy Milligan’ın Zihinleri)
* Bir kere bildikten ve hafıza kaybından kurtulduktan sonra asla eskisi gibi olmayacaklardı. Bu da ona, adeta bir şey kaybetmişçesine üzüntü veriyordu. (Billy Milligan’ın Zihinleri)
* Gözleri kapalı olarak ve bu ailede neden bu kadar acı ve şiddet olduğunu anlamaya çalışarak uzunca bir müddet karanlıkta oturdu. Keşke Chalmer ölüp gitseydi, o zaman bütün sorunları çözülecekti. (Billy Milligan’ın Zihinleri)
* Eh, bu dünyada bir ailen ya da bir dostun yoksa,” dedi Billy, “seni kimse umursamıyorsa, öldüğünde bütün kayıtların yok edilir ama yine de ezkaza biri sonradan gelip de sorar diye kimin nerede gömülü olduğunu gösteren bir liste vardır.” (Billy Milligan’ın Zihinleri)
* Bazen kim ya da ne olduğumu bilmiyorum. Bazen de etrafımdaki insanları tanımıyorum. Anlamı olmayan bazı sesler beynimde sürekli olarak yankılanıyor. Gözlerimin önüne karanlığın içinden çıkar gibi bazı yüzler geliyor ve o zaman çok korkuyor, beynimin büsbütün bölündüğünü hissediyorum. (Billy Milligan’ın Zihinleri)