Mevlana Sözleri

Sayfa Konusu: Mevlana Sözleri, Mevlana’nın Güzel Sözleri, Mevlana’nın Sözleri, Mevlana’nın Özlü Sözleri, Mevlana Sözleri Kısa, Mevlana Güzel Sözleri
Bu yazımızda sizler için Mevlana’nın söylemiş olduğu sözlerden oluşan sözleri bir araya getirmeye çalıştık. Elbette Mevlana Hazretleri gibi birinin söylemiş olduğu tüm sözleri yazmak uzun bir zaman alacaktır ve yazı çok uzun olacaktır. Bu yüzden biz sizlere Mevlana’nın en beğenilen sözlerini bu yazımızda topladık.
Mevlana Sözleri
İnanç arttıkça, imtihan da artar.
İmtihan içinde imtihan vardır. Derlen toplan da, ufak bir imtihanda satma kendini…
Kahverengi dallardan pembe çiçekler açtığına göre, ümitsizliğe gerek yok.
Sırların gönülde kalırsa, muradın çabuk gerçekleşir. Tohum toprağa gizlenirse yeşerir.
Mum olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce yanmak gerekir.
Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya, yağmursan ıslanmaya, soğuksan donmaya geldim. Ey sevgili! Senden mücevherler değil tebessüm almaya geldim. Ölümsen ölmeye, hayatsan kalmaya, ben senin olmaya geldim. Canında can, kanında kan, teninde ben bulmaya geldim. Seninle yaşayamazsam eğer, seninle ölmeye geldim.
Yarın yaparım, yarın yaparım deme… Bugün de dünün yarınıydı, ne yapabildin?
Gönül, han değil, dergâhtır. Paldır küldür girip çıkılmaz, günahtır.
Unutma, sır gibi seversen eğer, muradın gerçekleşir. Çünkü tohum toprağa gizlenirse yeşerir.
Şu içinde bulunduğun tek anlık ömrünü fırsat bil ve onunla meşgul ol. Ne geçmişe üzül ne gelecekten kork.
Dün zekiydim, dünyayı değiştirmek isterdim. Ama bugün akıllıyım, kendimi değiştiriyorum.
Farzet ki, yazdıklarımı anlayabildin. Ya anlayamadıkların? Ya yazıp da sildiklerim? Ya yazamadıklarım?
Karga, gül bahçesinde gezmekle bülbül olmaz.
Bir günah işlediğinde hemen tövbe et. İnsan suya düştüğü için değil, sudan çıkamadığı için boğulur.
Odun yanınca kül olur, İnsan yanınca kul olur.
İnsanı ateş değil, kendi gafleti yakar. Herkeste kusur görür, kendisine kör bakar. Neye nasıl bakarsan, o da sana öyle bakar.
Ayakta duracak halin yokken, hayatta duracak nedenlerin varsa, korkma düşmezsin.
Sen verdikçe dost görünen çok olur. İste de gör hepsi birden yok olur. Sen kendi kendine yetmeyi öğren. Tüm dünyanın malına gönlün tok olur.
Gerek yok her sözü laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana.
İyiyim desem yalan olur, kötüyüm desem inancıma dokunur. En iyisi şükre vurayım dilimi, belki o zaman kalbim kurtulur.
Senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim sana çamur görünür.
Seviyorsan bugün sor, bugün ara… Öyle ye, yarına kim öle kim sağ kala.
Ne fark eder ki kör insan için, elmas da bir cam da.
Kelimelerini yükselt sesini değil. Yağmurdur çiçekleri büyüten, gök gürültüsü değil.
İstediğin bir şey olursa bir hayır, olmazsa bin hayır ara…
Kapı açılır, sen yeter ki vurmayı bil. Ne zaman, bilmem ama yeter ki o kapıda durmayı bil.
Ya kırdığın gönlü Allah seviyorsa? Bilemezsin, bilseydin ödün kopardı; dokunamazdın
Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders. Nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters.
Ey dost! Derdin ne olursa olsun umudun her zaman Allah olsun.
Merhamette güneş gibi ol; cömertlikte akarsu gibi ol; tevazuda toprak gibi ol; ayıpları, kusurları örtmekte gece gibi ol.
Güzelliğin bir damlası olan Leyla için uykuyu haram etmek çok değilse, güzelliğin kaynağı Mevla için bir ömrü feda etmek az bile.
Şarap küpü nereye konursa konsun şaraptır. Gül mezbelelikte bitmekle kötü olmaz, şarap altın tasa konmakla helal olmaz.
Yapraksız kaldın diye gövdeni kestirme. Zira bu işin baharı var.
Misafirsin bu hanede ey gönül, umduğunla değil bulduğunla gül, hane sahibi ne derse o olur, ne kimseye sitem eyle, ne üzül.
Yaşadığın dünyaya bak; yüce tanrı, hangi eserini sevginin kucağında büyütmemiş? Neden okşamak ve kucaklamakla gidilecek yere, tekme ve tokatla erişmeyi tercih edesin?
İnsan her şeyi göremez; sevdiğin şeyler, seni kör ve sağır eder.
Dua kapı çalmaktır. Gerisine karışmak haddi aşmaktır.
Kalbimi ve ruhumu vermemin bir yararı yok, sen zaten bunlara sahipsin. O yüzden sana bir ayna getirdim. Kendine bak beni hatırla.
Muhabbet ve merhamet, insanlığın; hiddet ve şehvet de hayvanların sıfatlarıdır.
Gözlerinin gördüğünü yüreğinin gördüğüne değişiyorsan eyvallah! Yüreğinin gördüğünü gözlerinin gördüğüne değişiyorsan eyvah,eyvah…
Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür.
İnsanları tanımak için tüm gücünüzü verin, ama tüm sevginizi vermeyin. Çünkü onları tanımaya başladıkça verdiğiniz sevgiye acıyacaksınız.
Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver. Toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur.
Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.
Ey Müslüman, edep nedir diye sorarsan bil ki edep, her edepsizin edepsizliğine katlanmaktır.
Akıl bir kuzu, nefis bir kurt, iman ise çobandır. İman kuvvetli olmazsa, nefis aklı yer.
Kalbin bir gün seni sevgiliye götürecek. Ruhun bir gün seni sevgiliye taşıyacak. Sakın acında kaybolma. Bil ki çektiğin acı bir gün dermanın olacak.
Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır. Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa güle dokunmanıza çok az kalmış demektir.
Kanat vardır doğanı padişaha götürür; kanat vardır kuzgunu leşe götürür.
Kalbi ve sözü bir olmayan kimsenin yüz dili bile olsa, o yine dilsiz sayılır.
Her yerde olmak gibi bir duan varsa, gönüllere gir; çünkü sevenler, sevdiklerini gönüllerinde taşırlar.
Ben hiç dilek tutmadım, hep dua ettim. Ömrün ömrüme nasip olsun diye!
Nefsin ejderhadır. Öldü sanma, uykuya dalar o. Dertten eline fırsat düşmediği için uyur. Derdin bitince çıkar hemen. Hüner; dertsizken de nefsi uykuda tutmadadır.
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.
Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.
Sarılmayı bilir misin? Sahiplenmeyi, sahiplendiğinde sadık kalmayı? Sen bilir misin aşık olmayı? Bölünebilir misin ikilere, üçlere, gerekirse binlere? Yapabilir misin? Gerçekten sevebilir misin? Sevmenin demesi olmaz. Unutma; ya çok seversin bir kere, ya da hiç sevmezsin.
Başta dönüp koşan nice bilgiler, nice hünerler vardır ki, insan onunla baş olmak isterse, baş elden gider. Başının gitmesini istemiyorsan ayak ol.
Seni bağrıma değil, bağrımı ve başımı ayağının altına bastım. Gözüm toprak olacak, ama gönlüm daima aşk kokacak.
Gülü gülene ver, Kalbini sevene ver, Sevmek güzel şeydir. Kıymet bilene ver.
İyiyim desem yalan olur, kötüyüm desem inancıma dokunur. En iyisi şükre vurayım dilimi, belki o zaman kalbim kurtulur.
Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.
Cahille girme münakaşaya. Ya sinirini zıplatır tavana! Ya da yazık olur adabına.
Ey canımın sahibi Yar! Sen benimle olduktan sonra kaybettiklerimin ne önemi var.
Ay doğmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene, kabahati ne güneşte ne de ay da ara! Gözlerindeki perdeyi arala!
Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme, Gönlüm duygularını anlatamadığı için kızarken dilime, Dilim anlatamayacağı şeyleri düşündüğü için kızıyor gönlüme.
Susmak, mana eksikliğinden değil. Belki mana derinliğindendir.
Ey sevgili! Heyben acıyla dolar da nefes alamazsan gel. Huzur bulacağın kıyılarım senindir. Umutların solar kurur da su bulamazsan. Beraber sulayalım gözyaşlarım senindir. Kanadın kırılır da maviye uçamazsan ne güne duruyor al. Kanatlarım senindir. Çaresiz çilelere bir umut bulamazsan kendime ettiğim dualarım senindir.