Edgar Allan Poe Sözleri

Edgar Allan Poe, 19 Ocak 1809’da Boston’da dünyaya geldi. Annesi ve babası tiyatro oyuncusuydu, ancak henüz çok küçükken ailesini kaybetti. Babası onları terk etti, annesi ise kısa süre sonra veremden öldü. Poe üç yaşına geldiğinde hem yetim hem de kimsesizdi. Onu Virginia eyaletinden zengin bir tüccar olan John Allan ve eşi evlatlık olarak yanlarına aldılar. Resmî olarak evlat edinilmese de, Poe bu ailenin yanında büyüdü.
Gençliğinde iyi bir eğitim aldı. Zeki ve edebiyata yatkın bir öğrenciydi. Ancak John Allan ile ilişkisi hiçbir zaman tam anlamıyla iyi olmadı. Poe’nun şiire olan ilgisi, John Allan’ın maddi başarıyı önemseyen tutumuyla çatışıyordu. Poe üniversiteye başladığında, maddi destek bulamayınca borca girdi ve sonunda okulu bırakmak zorunda kaldı. Sonrasında orduya yazıldı ve daha sonra West Point Askerî Akademisi’ne girdi; ancak orada da uzun süre kalmadı.
Yazarlık hayatı boyunca büyük zorluklarla mücadele etti. Geçimini kaleminden kazanmaya çalışan nadir yazarlardan biriydi. Dönemin edebiyat dergilerinde eleştiriler, öyküler ve şiirler yayımladı. Keskin kalemi ve eleştirmenliğiyle dikkat çekti ama maddi olarak hep sıkıntı yaşadı. Aynı zamanda melankoliye ve karamsarlığa eğilimliydi; bu durum hem özel hayatını hem de edebi üretimini etkiledi.
Poe, kuzeni Virginia ile evlendiğinde henüz Virginia çok gençti. Onu çok seviyordu, ancak Virginia’nın genç yaşta hastalanıp ölmesi Poe’yu derinden sarstı. Bu büyük kayıptan sonra ruhsal sağlığı daha da bozuldu. Eserlerine de yansıyan bu acı, onun edebiyatında derin bir duygusallık ve karanlık atmosfer olarak kendini gösterdi.
Edgar Allan Poe En Güzel Sözleri
* Ölüm bir son değil, bir başlangıçtır.
* Zihin, kendi içinde bir hapishanedir.
* İnsan kalbi, karanlığın labirentidir.
* En güzel hikâyeler, karanlıkla başlar.
* İnanmak, görmemekten daha korkutucudur.
* Hayal gücü, ruhun gözüyle görebildiğidir.
* Şiir benim içimde bir amaç değil, tutkudur.
* Yazmak, hayaletlerle konuşmanın bir yoludur.
* Sessizlik, bazen çığlıktan daha ürkütücüdür.
* Bir mezar taşı, çoğu insandan daha sadıktır.
* Görünmemek için en iyi yöntem saklanmamaktır.
* Bazı gözler, hiçbir zaman gün ışığını görmez.
* Her şey geçer, ama bazı acılar ölümsüz kalır.
* Rüya mıydı yaşadığım, yoksa yaşam mı bir rüya?
* Her yalnız yazarın içinde bir hayalet konuşur.
* İnsan yüzleri gülse de gözler gerçeği fısıldar.
* Bir şiir, kalbin döktüğü kanın estetik hâlidir.
* Yazdıklarım, içimde susturamadığım çığlıklardır.
* Mazi, ayakkabımın içinde kalan bir çakıl taşıdır.
* Sevgiden daha öte bir sevgiyle sevdik birbirimizi.
* Karanlıkta yalnız yürüyebilen, aydınlığı hak eder.
* Ruhun derinlikleri kelimelerden daha gürültülüdür.
* Gece, kalbin içindeki en saf düşünceleri uyandırır.
* Gerçek, çoğu zaman inanılmayacak kadar karanlıktır.
* Delilik çoğu zaman üstün zekânın bir başka yüzüdür.
* Ağır adımlarla gelen ölüm bile bazen huzur getirir.
* İnsan, gölgelerin ardında sakladığı kadar gerçektir.
* Yalnızlık içinde çürüyen kalpler, en çok şiir üretir.
* Dünyanın gördüğü her büyük başarı, önce bir hayaldir.
* Yersiz bir derinlik düşünceyi karıştırır, zayıflatır.
* Bütün dünyada yalnızlıktan daha derin bir yara yoktur.
* Duyguların aşırı güçlü oluşunu delilik zannediyorsunuz.
* Gerçek deha ile delilik arasında ince bir çizgi vardır.
* Hakikat daha çizmelerini giyerken, yalan dünyayı dolaşır.
* Delilikten muzdarip değilim, her anının tadını çıkarıyorum.
* Bir kitabı dışına göre değil, içine göre değerlendirmek gerekir.
* Tüm gördüğümüz ve göründüğümüz yalnızca bir düşün içinde bir düş.
* Gördüklerinizin yalnızca yarısına inanın, duyduklarınızın hiçbirine.
* Mutluluk bilginin kendisinde değil, bilginin edinilmesi sürecindedir.
* Ben zayıftım çabuk ıslanıyordum Bana sevmek yaramıyordu Ben sevilemiyordum..
* Bir delilik belirtisi, aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir.
* Hüzünlü insanlığımızın, bazen en mantıklı bakışla bile cehennem gibi göründüğü anlar vardır.
* Delilik sandığınız şeyin sadece duyuların fazla keskinleşmesi olduğunu söylememiş miydim ben size?
* Mutluluğun dört koşulu: Açık havada yaşamak; Bir insanı sevmek; Her türlü ihtirastan uzak durmak; Yaratmak.
* Facia kapıya geldiğinde insan gözlerinin,paramparça bir ayna gibi,görüntüleri çoğaltıp acısını her yönde gördüğünü kim bilmez ki?
* Sinirlerimi böyle geren ve bedenimin büzülüp eyguzelsozler.com geri çekilmesine yol açan şey umuttu -her türlü işkencenin üstesinden gelen umut- idam mahkumunun kulağına Engizisyon zindanlarında bile kurtuluşu fısıldayan umut.
* Düşünce, evrenin başlangıcındaki bir teklik noktasından akın eden, derin fiziksel türbülansın doruk noktasıdır. Galaksileri doğuran hareket ve fiziksel süreçlerin bir ürünüdür. İnsan düşünce hakkında netlikle düşündüğünde, zamanın ilk anında var olur.
* Tam uykuya dalmak üzere olduğunuz o anı düşünün. Henüz tam dalmadan, yarı uyanık olduğunuz o en son an. Uykuya teslim olmadan, o son çizgide, tuhaf düşler görürsünüz. Ama o sırada uyursanız, bu düşlerin tümünü unutursunuz. İşte ben, o son çizgiden geçip, uyanıyor ve orada gördüğüm garip düşleri yakalıyorum. Benim yazdıklarımın bir kısmı da bu düşlerdir zaten!