Canan Tan Sözleri

Canan Tan Sözleri

Canan Tan, Türk edebiyatının sevilen yazarlarından biridir. 1951 yılında Ankara’da doğmuş ve Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun olmuştur. İlk yazı çalışmalarına mizah türünde başlamış, ancak zamanla roman, hikâye ve deneme türlerinde eserler vererek geniş bir okur kitlesine ulaşmıştır.

Romanlarında ağırlıklı olarak aşk, aile, toplumsal baskılar, kadın-erkek ilişkileri ve kültürel çatışmalar gibi konuları işler. Sade ve akıcı üslubuyla dikkat çeken yazar, karakterlerini gerçekçi bir şekilde ele alarak okuyucularının duygusal bağ kurmasını sağlar. Piraye, Eroinle Dans, Yüreğim Seni Çok Sevdi, İz, Hasret, En Son Yürekler Ölür, Söylenmemiş Şarkılar ve Kelepçe gibi eserleri, özellikle duygusal anlatımıyla büyük ilgi görmüştür.

Canan Tan, eserlerinde hem bireysel hem de toplumsal meselelere odaklanarak okurlarına derinlikli hikâyeler sunar. Yalın ama etkileyici anlatımıyla, duyguları en saf haliyle işleyerek edebiyat dünyasında kendine önemli bir yer edinmiştir.

Canan Tan Sözleri Kısa

* Susmak, çürütülmesi en güç savunmadır.

* Yazgıya bile kafa tutacak kadar yürekli.

* Ölmüş! Öyle diyorlar, inanamıyorum. (İz)

* Odalara kilitledim hasretini, Sen koktu odalar.

* Birinde kül olduysan, bir başkasını ısıtamazsın.

* Özleme dayanmak için onu parçalara bölmek gerek.

* Varlığın değil, yokluğun değerini bilir insanlar.

* Gündüzün cıvıltısı, gecenin sükûnetine devrediyordu nöbeti.

* Özleme dayanmanın tek yolu; onu parçalara bölmek değil midir?

* Ben de seni sevdikten sonra kendime hiç rastlamadım. (Piraye)

* Herkes aya benzer, kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.

* Nefretin olduğu yerde soluk alamazdım ben. (Söylenmemiş Şarkılar)

* İyide kendisi parçalanırken neden yüreklerimizi de parçalıyor ki?

Canan Tan Sözleri Özlü

* Yeni fikirler, gereksinimlerden doğarmış…” (İster Mor İster Mavi)

* Biliyorsun, ne yaşanmış olursa olsun… önce sen vardın! (Önce Sen Vardın)

* Sen demez miydin, özleme dayanmak için onu parçalara bölmek gerek, diye?

* Ama insan hayatı, aldığının yerine yenilerini koyabilecek zenginliğe sahiptir.

* Her aşkın zorlu bir sınav dönemi vardır. O sınavı aşabilirseniz zafer sizindir.

* Hırslı olmanın neresi kötü? Yaşam içindeki en geçerli itici güç hırs değilmidir?

* Sen benden daha iyilerine layıksın diyen sevgili; o zaman bul tanıştır öyle git.

* Büyük acılarla yara almış insanlara ‘zaman her şeyin ilacıdır’ lafı küfür gibi gelir.

* Son hızla uzaklaşıyor. Bana eksikliğini bırakırken, benden çok daha fazlasını alarak.

* Biliyorum, imkansız aşk bu ama hükmedemiyorum kendime. Çünkü, yüreğim seni çok sevdi!

* Karşısındakini boğmadan, bunaltmadan, özgürlüklerini kısıtlamadan da sevemez mi insan?

* Üzülmeye değmez. . diyor dünya. bırakıp gidenin de, gidip gelmeyenin de cani cehenneme!

Canan Tan Meşhur Sözleri

* Sen, gözlerinden ateşler saçarak, zehirli oklarını bana yöneltirken, ben sana âsık oldum.

* Sen, gözlerinden ateşler saçarak, zehirli oklarını bana yöneltirken, ben sana aşık oldum Nehir.

* Yüreğim seni çok sevdi, o yürek talan, o yürek yangın yeri, o yürek seni istiyor, bir tek seni.

* HASRET mi, ÖLÜM mü deseler. Ölümü seçerdi tereddütsüz hiç gözünü kırpmadan. Ama ona soran olmadı ki…

* Kızıl saçlıymış Piraye. Kendimi, keşke ben de kızıl saçlı olsaydım, diye hayıflanırken yakaladım kaç kez.

Canan Tan Kitap Alıntıları

* Zulmeden kişi, bu zulmü bana yaptığını sandı. Bana yapılan zulüm geçip gitti ama, vebali onun boynuna kaldı.

* Yoksa bir zamanlar bana duyduğu, vazgeçilmez olduğuna yeminler ettiği aşkını, şimdi de başkalarına mı sunuyor.

* Kör bir kuyunun dibine vardıktan sonra, yitirilecek hiçbir şey kalmadığı bilinci, umulmadık bir güç veriyor insana.

* Susmak çürütülmesi en güç silahtır. İnsanların söyleyemedikleri bazı sözlerin içinde, söylediklerinden daha çok gerçek vardır.

* Ne oldu da ayrıldı ellerimiz baba? Hiçbir zaman soramadım bunu sana. Sormak istediğimde fırsat olmadı, fırsat olduğunda cesaretim…

* En büyük kötülüğü bana yaptın Dünya! Sensizliğe mahkum ettin beni! Nasıl kalkacağım bu yükün altından? Nasıl dayanacağım yokluğuna?

* Belli bir yaştan sonra insanlar, daha güven verici duygulara gereksinim duyuyor. Belki de aşkın olgunlaşıp evrim geçirmesiydi bu durum…

* iki yüzü keskin bıçak… Ya da ummadığın anda dönüp sahibini tokatlayabilen acımasız bir el gibidir. Sana da zarar vermesinden korkarım.

* Boş ver!” dedi kaygılarına. Çarpıkistan’da, az sayıda olsa bile, “çarpık” lar kadar, “Davut” lar da bulunmalıydı… (Anneannem İnternette)

* Benim yazgım, kendi çizeceğim yoldur! O yolda beraber yürümeyi kabullendiğim insanı da kimseyle paylaşamam ben. Ne öncesini, ne sonrasını…

Canan Tan Resimli Sözleri

* Varlığın değil yokluğun değerini bilir insanlar. Mutluluğun değerini bilenler, mutsuzluğu tatmış olanlardır. Onları mutlu etmek çok daha kolaydır.

* Eski gülüşlerimi arıyorum. En saf, en temiz, en tasasız çocuk gülüşlerimi. Göğe uzanan ulu bir masal ağacının tomurcuklarında asılı kalmışlar. Erişemiyorum.

* Ses çıkarmıyorum. Haklı evden kaçan çocukların sokaklarda yattığını bilmiyor muydum sanki?… Adı üstünde: Sokak çocuğu. Evi: Sokaklar… (Sokaklardan Bir Ali)

* Arkamızı dönmekle bitiverecek, sıradan bir ilişki değil bizimkisi. Öylesine derin izler bırakmış ki, silmek için beraberinde yüreklerimizi de söküp atmamız gerekiyor.

* Sırtlan: ”İnsanlar birbirini Çok severler sanmayın ! Parçalarlar , kırarlar, Kıstırırlar , boğarlar; Bir küçük çıkar için Gözlerini oyarlar…” (İster Mor İster Mavi)

* Nerede, hangi şartlar altında bulmuş olursan ol, boşa harcanmayacak eyguzelsozler.com kadar değerli bir olgudur aşk. aşk, sevdiğinin gelmeyeceğini bile bile, bıkıp usanmadan onu beklemektir.

* İstesem hiçbir şey bırakmazdım geride, hepsini yakıp küle dönüştürmek varken. Bıraktıklarımı azımsama sakın! Başkalarından esirgediklerimi sana sunuyorum. Gözünü aç ve görmeye çalış.

* Ayrılık; hüznü, acıyı, özlemi, gözyaşını içinde barındıran çok özel bir sözcük! Aynı zamanda kişilikli, karşı konulamayan, önünde umarsızca boyun eğilen; biraz da acımasız bir kavram…

* Söylediğin kadar kolay mı sanıyorsun? Güçlü olmak, ayakta kalabilmek… Yıkılmayı kim ister ki? Herkes aynı yapıda değil. Hafif bir yel sürükler bazısını; bir diğeri, en amansız fırtınalara bile karşı koyabilir…

* Yalanla,dolanla, Hileyle,talanla Dört ayak üstüne düşmeyi Marifet sayanlar… İşte onlar, İnsanlar! Aslında bazıları İki değil, Dört değil, Kırk tane ayaklılar… Her biri çevremizde Yaşayan Kırkayaklar!…” (İster Mor İster Mavi)

* Acıya alışmak dedikleri bu olsa gerek. İyi ki böyle. Düşünüyorum da, ilk gün ki acı aynı gücüyle kalsa, hiç kimse yaşayamazdı herhalde. O kopkoyu acı, keder, kahroluş, pılını pırtını toplayıp, geldiği çabuklukla çekip gitmiyor aslında. Olduğu yerde duruyor.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.