Carl Sagan Sözleri

Carl Sagan Sözleri

Bilimsel kuşkuculuğun önemli savunucularından biri olan Sagan, sahte bilimler, astroloji ve batıl inançlara karşı bilimsel yöntemin önemini vurgulamıştır. “Soluk Mavi Nokta” (Pale Blue Dot) adlı ünlü konuşmasında, Dünya’nın evrendeki yerini ve insanlığın bu küçük noktada nasıl yaşaması gerektiğini felsefi bir bakış açısıyla anlatmıştır.

Carl Sagan, yaşamı boyunca birçok ödül almış ve bilimin popülerleşmesine büyük katkı sağlamıştır. 1996 yılında, kemik iliği hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Ancak bilime ve insanlığa yaptığı katkılar, bugün hâlâ büyük bir etki yaratmaktadır.

Carl Sagan Sözleri Anlamlı

* Hayal gücü, bilimin yakıtıdır.

* Hayvanlar fazlasıyla bizim gibiler.

* İnanmak istemiyorum, bilmek istiyorum.

* Kaynağı otorite olan fikirler değersizdir.

* İnsan aklı, evrenin küçük bir yansımasıdır.

* Bugünü anlamak için geçmişi bilmeniz gerekir.

* Keşfetmek, varoluşumuzun en temel içgüdüsüdür.

* Tek kutsal gerçek, kutsal gerçeğin olmamasıdır.

* Neyin doğru olduğu umrumuzda mı? fark ediyor mu?

* Olağanüstü iddialar, olağanüstü kanıt gerektirir.

* Önyargılar, öğrenmenin önündeki en büyük engeldir.

* Bilgi reddedildiğinde, cehalet hüküm sürmeye başlar.

Carl Sagan Kitap Sözleri

* Bir gezegenin geleceği, ona nasıl davrandığımıza bağlıdır.

* Eğer tüm evrende yalnızsak, bu büyük bir yer israfı olurdu.

* Tarih boyunca her tiran, cehaleti bir silah olarak kullanmıştır.

* Öğrenmeye ve keşfetmeye duyulan derin bir arzu, insan olmanın özüdür.

* Bir çocuk merak ettiğinde, evrenin en büyük sırrına kapı aralamış olur.

* İnsanlık, bilgiyi ve bilimi reddettiğinde, kendi sonunu hazırlamış olur.

* Küçük bir dünyada yaşadığımızı anlamak, alçakgönüllü olmamızı gerektirir.

* Zeka, yalnızca hayatta kalmayı değil, aynı zamanda anlamayı da gerektirir.

* Gerçeklerle çelişen her şey dışlanmalı ya da tekrar gözden geçirilmelidir.

* Bir tek kitap, insanın mucizeler yaratabilme yeteneği olduğunun kanıtıdır.

* Gerçekleri kabul etmek cesaret ister; hayaller ise her zaman daha caziptir.

* İnsan, yıldızlardan doğmuştur; ama içindeki ışığı keşfetmezse, gölgede kalır.

* Yalanlara karşı hoşgörünün artması, birçok diğer kötülük için de zemin hazırlar.

* Bir teori ne kadar güçlü olursa olsun, yeni bir kanıtla yıkılmaya hazır olmalıdır.

Carl Sagan En Çok Beğenilen Sözleri

* Yanlış bir argûmanin ilacı, daha iyi bir argûmandır. Fikirlerin bastırılması değil.

* Bir uygarlığın geleceğini belirleyen en önemli şey, bilim ve sanata verdiği değerdir.

* Evreni anlamak için çabalıyoruz çünkü varoluşumuzun anlamını ancak böyle çözebiliriz.

* Yeterince uzun zamandır aldatılmışsak, aldatmacayı ortaya koyan her türlü kanıtı reddederiz.

* Geleceği inşa etmek için bilime ihtiyacımız var; geçmişi anlamak için de bilime ihtiyacımız var.

* Bilimi açıklamamak bana ahlaksızlık gibi geliyor, Aşık olunca bunu tüm dünyaya duyurmak istersiniz.

* İnsan, kibriyle kendini bir Tanrı’nın müdahalesini hak eden büyük bir eser sanıyor. (Soluk Mavi Nokta)

* Eskiden cazip olan etnik, cinsel, dinsel şovenizm, ya da milliyetçi ateşi körüklemek artık işe yaramıyor.

* Herhangi bir şeye inanan birisini ikna edemezsiniz, çünkü inançları kanıta değil, inanmaya duydukları köklü ihtiyaca dayanır.

* Bir kitap, sayfalara hapsolmuş bir akıldır. Yüzyıllar önce ölen bir insanın düşüncelerini bugüne taşıyan bir zaman makinesidir.

* Uykuya duyulan güçlü biyolojik ihtiyaç olmasaydı, doğal seçilim uyumayan hayvanların evrim geçirmesini sağlardı. (Cennetin Ejderleri)

* Kendinizi iyi hissetmenizi sağladığı sürece bir şeyin doğru olup olmadığını umursamamak; cebiniz doluysa paranın nereden geldiğini boş vermek kadar kötüdür.

Carl Sagan Manidar Sözleri

* İnsanlar farklı frekanstaki sesleri nasıl farklı müzik tonları olarak duyarsa, değişik frekansta ışık da değişik renkler olarak görülür. (Milyarlarca ve Milyarlarca)

* Kişi inanmadığı şeylere inanır görünmeyi meslek haline getirecek denli değer yitimine uğramış ve aklının saflığına tecavüz etmişse, her türlü diğer suçu işlemeye de kendini hazırlamış demektir..

* Bilim; tecrübeyle eski inanışlara meydan okumak, zihni yeni düşüncelere açmak ve evreni gerçekten olduğu gibi görmektir. Bu nedenle bilim, kimi zaman cesaret gerektirir; en azından geleneksel düşünceleri sorgulayacak kadar cesaret.

* Bir hayvanı anlatırken ‘vahşi’ deriz, bizden farklı ve korkunçturlar. Fakat kim daha vahşi acaba? Sadece huzur arayan ve şarkılarını söylemek isteyen balinalar mı; yoksa onları avlayıp yok ederek soykırım noktasına getiren insanoğlu mu?

* Hitler’in şu sözleriyle de açıkça ortaya konuyor: Halkın düşünmemesi iktidarda olanlar için ne büyük şanstır. Zihinsel ve ahlaki uysallık kısa vadede liderlerin işine gelebilir ama uzun vadede ulusların intiharı demektir. (Milyarlarca ve Milyarlarca)

* Zihinsel ve ahlaki uysallık kısa vadede liderlerin işine gelebilir, ama uzun vadede ulusların intiharı demektir. Bu yüzden ulusal önderlik için ölçütlerden biri sert eleştirileri anlama, teşvik etme ve yapıcı olarak yararlanma yeteneğidir. (Milyarlarca ve Milyarlarca)

* Hangisi daha alçakgönüllüdür? Açık fikirle evrene bakan ve evren bize ne gösterirse göstersin kabul eden bilim insanı mı, yoksa bu kitapta yazan her şeyin eyguzelsozler.com mutlak gerçek olarak kabul edilmesi ve işin içindeki tüm insanların yanılma ihtimalinin görmezden gelinmesi gerektiğini söyleyen biri mi?

* Gelecek için ne gibi kişisel umutlar beslersek besleyelim, çocuklarımız için ve torunlarımız için ne gibi tutkularımız olursa olsun, gelecek nesiller için ne gibi genel beklentiler düşlersek düşleyelim, bunların tümü, temelde, nükleer savaş tehdidi altındadır. (Tanrı’nın Kapısını Çalan Bilim)

* Tanrı fikri; beyaz sakallı dev bir erkeğin gökyüzünden herşeyi idare etmesi gibisinden tasvir edildiği sürece gülünçtür. Yok eğer, Tanrı’dan kastedilen evreni yöneten fizik kanunlarıysa, o zaman kesinlikle Tanrı vardır. Ne var ki; bu Tanrı duygusal olarak insanları pek tatmin etmez … çünkü Yerçekimi Kanunu’na ibadet etmek saçmadır.

* Daha evrensel ve daha basit, hatadan ve belirsizlikten daha uzak, yani doğanın nesneleri arasındaki değişmeyen ilişkileri ifade etmeye daha uygun başka bir dil olamaz… Matematik insan zihninin, yaşamın kısalığını ve duyguların yetersizliğini dengelemek için yaratılmış bir yeteneği gibidir. – Joseph Fourier (Milyarlarca ve Milyarlarca)

* Kesmek için besi hayvanı yetiştiririz, ormanları yok ederiz; akarsu ve gölleri hiç balık yaşayamayacak kadar kirletiriz; spor olsun diye geyik, kürkü için leopar, gübre yapmak için balina öldürürüz; yunusları dev balık ağları içine hapsedip soluksuz bırakırız; fok yavrularını sopayla öldürürüz ve her gün bir canlı türünün soyunun tükenmesine sebep oluruz. Tüm bu hayvanlar ve bitkiler bizim kadar canlıdır. Sözümona korunan yaşam deği

* Oksijen şovenizmine sık rastlıyoruz. Bir gezegende oksijen bulunmuyorsa burası yaşanmaz ilan edilir. Ancak Dünya’da ilk yaşam biçimleri ortaya çıkarken oksijen yoktu. Eger oksijen şovenizmi kabul edilirse, hiçbir yerde hayatın olmaması gerekir. Oksijen aslında zehirli bir gazdır. Dünya’daki canlıları oluşturan organik molekülleri tahrip eder. Yeryüzündeki birçok organizma oksijensiz yaşar ve birçoğu da oksijenden zehirlenir. (Kozmik Bağlantı)

* Tarihin bize öğrettiği en acı derslerden biri şudur: Eğer yeterince uzun bir süre kandırılarak bir şeye inandırılmışsak, bu kandırılmışlığın kanıtlarını reddetmeye yatkınlaşırız. Artık doğru olanı bulmakla ilgilenmez oluruz. Yapılan kandırma bizi eline geçirmiştir. Bunu kendimize bile itiraf etmek artık fazlasıyla acı verici olacaktır. Bir şarlatan böylesi bir gücü sizin üzerinizde kullanmak üzere bir kere verdiğinizde bir daha onu neredeyse hiç geri alamazsınız.

* Bilimde, bilim adamlarının sıkça ‘biliyor musunuz, bu iyi bir argûman; benim fikrim sanırım yanlış’ dediğini duyarsınız. Ve sonra fikirlerini değiştirirler ve onlardan artık eski bakış açısını bir daha duymazsınız. Bunu gerçekten yaparlar. Olması gerektiği kadar sık yapmazlar, çünkü bilim adamları da insandır ve değişiklik çoğu kez zordur. Fakat bilimde her gün olur bu tür birşey. Politika’da veya din’de işe böyle bir şeyin en son ne zaman olduğunu hatırlamıyorum bile.

* İnsanlık tarihinde bir dönüm noktasındayız. Felaket ve umudun birbirine bu denli yakın seyrettiği bir an daha önce hiç olmadı. Biz kendi evrimini kendi şekillendiren ilk canlı türüyüz. Bilerek veya yanlışlıkla kendi kendimizi yok edebilecek araçlara ilk kez sahip oluyoruz. Aynı zamanda bu teknolojik ergenlik döneminden, türümüzün bütün üyeleri için tatmin edici ve zengin bir olgunluğa geçmemizi sağlayabilecek araçlara sahip olduğumuza da inanıyorum. Ancak bu kavşakta çocuklarımızı ve geleceğimizi hangi yola sokacağımıza karar vermek için çok fazla zamanımız yok. (Broca’nın Beyni)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.