Clarissa P. Estes Sözleri

Clarissa P. Estes Sözleri

Clarissa Pinkola Estés, Amerikalı yazar, şair, Jungcu psikanalist ve hikâye anlatıcısıdır. 27 Ocak 1945’te doğan Estés, özellikle kadınların içsel gücünü ve ruhsal dünyasını keşfetmeye yönelik çalışmalarıyla tanınır. En ünlü eseri Kurtlarla Koşan Kadınlar: Vahşi Kadın Arketipine Dair Mitler ve Öyküler (Women Who Run with the Wolves), kadınların bastırılmış doğalarını yeniden keşfetmelerine yardımcı olmayı amaçlayan mitler, masallar ve psikolojik analizler içeren bir başyapıttır.

Meksika ve Macar kökenli bir ailede büyüyen Estés, halk hikâyelerine, mitolojiye ve sözlü anlatım geleneklerine olan ilgisini Jungcu psikoloji ile birleştirerek kadınların ruhsal iyileşmesi üzerine derinlikli çalışmalar yapmıştır. Klinik psikoloji alanında doktora derecesine sahip olan yazar, travma ve ruhsal dönüşüm konularında da önemli katkılarda bulunmuştur.

Eserlerinde, kadınların doğuştan sahip oldukları içgüdüsel bilgelik, sezgisel güç ve yaratıcı potansiyel üzerine yoğunlaşır. Masallar, mitler ve arketipleri kullanarak kadınların öz benliklerine dönüş yolculuğunu anlatır. Estés’in çalışmaları, feminist psikoloji ve kadınların kendini gerçekleştirme süreciyle ilgilenenler için önemli bir ilham kaynağıdır.

Clarissa P. Estes Sözleri Kısa

* Kendi ruhunun öğretmeni olmaktan korkma.

* Kendini keşfetmek, en büyük yolculuktur.

* Kadının iç sesi, en güvenilir rehberidir.

* Düşmekten korkarsan, uçmayı öğrenemezsin.

* Özgür ruhlar, kendi ritimlerinde dans ederler.

* Özgürlük, kendi kaderini yazabilme cesaretidir.

* Vahşi kadın, cesaret eden, yaratan ve yıkandır.

* Öyle basit şeyler vardır ki, asla bilinemezler.

* Sezgilerini kaybeden kadın, yönünü de kaybeder.

* Kendi gücünü tanıyan kadın, hiçbir zincire sığmaz.

* Kadının ruhu bastırıldığında, dünya da eksik kalır.

* Sezgilerini reddeden kadın, kendi pusulasını kaybeder.

* Yaralarımız, aslında ışığın içimize sızdığı yerlerdir.

* Yalnızlık, bazen içsel bilgeliğin en sadık yoldaşıdır.

* Hikâyeler, kadının iç dünyasını aydınlatan fenerlerdir.

* Mitler, kadının iç dünyasını anlamasına rehberlik eder.

* Gerçek kadın gücü, içsel sezgiler ve bilgelikle beslenir.

* Kendi ışığını keşfetmeden, başkalarına yol gösteremezsin.

* Düşlerin, içsel bilgeliğin sana verdiği yol haritalarıdır.

* Özgürlüğe giden yol, korkularının üzerine yürümekten geçer.

* Kadının ruhu, onu kendi gerçekliğine götüren bir pusuladır.

* Kendi hikâyeni anlatmazsan, dünya seni unutmaya meyillidir.

* Her kadın içinde bir bilge, bir şifacı ve bir savaşçı taşır.

* Gerçek güç, kim olduğunu ve neye ihtiyacın olduğunu bilmektir.

* Ruhun en büyük besini, özgürlük ve kendini ifade edebilmektir.

* Kadınlar, acılarını şarkıya dönüştürdüğünde iyileşmeye başlar.

* Özgürlüğü arayan kadın, önce kendi iç dünyasını keşfetmelidir.

* Gücünü fark eden kadın, dünyayı değiştirme gücüne de sahiptir.

* Özgür ruhlar, kalıplara sığmaz; onlar kendi yollarını çizerler.

* Sahip olduğumuz ve yok edilmesi zor olan tek şeyse, ruhumuzdur.

* Kadının gücü, dış dünyaya değil, iç dünyasına yöneldiğinde büyür.

* Kendi yolunu çizemeyenler, başkalarının haritalarında kaybolurlar.

* Kadınlar, iç seslerini takip ettiklerinde gerçek yollarını bulurlar.

* Kendi hikâyeni anlatmazsan, başkaları senin adına bir hikâye uydurur.

* Kadın, kendi yaralarını iyileştirdiğinde, başkalarını da iyileştirir.

* Kadın, ne zaman bir hikâye anlatırsa, ruhunun bir parçasını açığa çıkarır.

* Kendi doğanı kucaklamazsan, başkalarının gözünden yaşamak zorunda kalırsın.

* Korku, seni zincirleyen değil, özgürlüğüne yönlendiren bir pusula olmalıdır.

* Sezgileri güçlü olan kadınlar, dünyayı görmenin farklı bir yolunu keşfederler.

* Kadının ruhu, vahşi bir nehir gibidir; önüne çıkan her şeyi aşarak yolunu bulur.

* Her kadın içinde uyuyan bir kurt taşır; onu uyandırdığında gerçek doğasına kavuşur.

* Çık ormana git, git. Eğer ormana gitmezsen asla bir şey olmaz ve hayatın asla başlamaz.

* Ben gidiyorum.’’ Bunlar bugüne kadar söylenmiş en güzel sözcüklerdir. Söyleyin. Sonra gidin.

* Kurtlarla koşan kadınlar, başkalarının çizdiği sınırlarla yetinmez; içgüdüleriyle hareket ederler.

* Kadının içinde bir vahşi doğa yaşar; güçlü, sezgisel ve özgür bir ruh… Onu keşfeden, kendi özüne ulaşır.

* Günümüz kadını, bulanık bir etkinlikler yumağına dönüşmüş durumda. Herkes için her şey olmaya koşullandırılmıştır.

* Kadınlar, hayatlarının kapılarını açıp onun ücra köşelerindeki eyguzelsozler.com katliamı incelediklerinde, çoğu zaman en önemli düş, hedef ve umutlarının azar azar öldürülmesine izin verdiklerini görürler.

* Kimi zaman bir kadın, bir an için bile olsa güvencesiz ya da kesinlikten uzak kalmaktan korkar. Köpeklerin tüylerinden daha çok mazereti vardır. Sadece dalmalı ve sonra ne olacağını bilmemeye katlanmalıdır. Sezgisel doğasını yeniden kazanması için tek yol budur.

* Hepimiz vahşiye özlemle doluyuz. Bu özlemin kültürel olarak onaylanmış pek az panzehiri var. Bize bu tür bir arzudan utanç duymamız öğretildi. Uzattığımız saçlarımızı saklamak için kullandık. Ama Vahşi Kadın’ın gölgesi gündüz ve gecelerimiz boyunca pusuya yatmış bir halde hâlâ varlığını sürdürmektedir. Nerede olursak olalım, arkamızda tırıs giden bu gölge kesinlikle dört ayaklı.

* Sağlıklı kurtlar ve sağlıklı kadınlar belirli ruhsal karakteristikleri paylaşırlar: Keskin bir duyarlık, oyuncu bir ruh ve yoğun bir kendini adama kapasitesi. Kurtlar ve kadınlar, doğaları, araştırıcılıkları, büyük bir dayanıklılık ve güce sahip olmaları bakımından yakın akrabadırlar. Sezgileri çok güçlüdür; yavruları, eşleri ve sürüleriyle yoğun bir biçimde ilgilenirler. Sürekli değişen koşullara uyum sağlamakta deneyimlidirler; tuttuklarını koparmalarının yanında çok da cesurdurlar.

* İçgüdüsel doğası güçlü olduğu zaman, bir kadın içsel yok ediciyi, kokusundan, görünüşünden, sesinden yola çıkarak sezgisel olarak tanır, varlığını sezer, yaklaştığını duyar ve ondan uzaklaşmak için tedbirler alır. İçgüdüleri zedelenmiş kadın ise, daha geldiğini bile anlamadan yok ediciyi tepesinde bulur, çünkü işitmesi, kavrayışı ve anlayışı zayıflamıştır. Bunun nedeni esas olarak onu nazik ve terbiyeli olmaya, özellikle de yaşadığı istismarı fark etmemeye teşvik eden içsel tasarımlarıdır.

* Yalnızlık, bazılarının inandığı gibi bir enerjisizlik ya da eylemsizlik hali değildir, tersine, ruhun vahşi erzaklardan alarak bize ilettiği bir nimettir. Hekim-şifacıların, dindarların ve mistiklerin gösterdiği gibi, eski zamanlarda bir amaç taşıyan yalnızlık hali, hem rahatlatıcı hem de koruyucuydu. Yorgunluğu gidermek ve bıkkınlığı önlemek için kullanılırdı. Kehanet amacıyla da kullanılırdı, günlük koşuşturmacası içinde aksi halde duyulması olanaksız olan ve öğüt ya da rehberlik istenilen iç benliği dinlemenin yoluydu.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.