William Faulkner Sözleri

Faulkner’ın tarzı, bilinç akışı tekniğini kullanması, çok katmanlı anlatımı ve kronolojik sıçramalar yapmasıyla dikkat çeker. Eserlerinde genellikle Yoknapatawpha adlı kurgusal bir bölgeyi konu alarak, Amerikan Güney’i üzerinden insan doğasının karmaşıklığını ve geçmişin etkilerini işler. Nobel Edebiyat Ödülü’nü 1949’da kazanan Faulkner, eserlerinde cesurca işlediği insani zayıflıklar ve toplum yapıları nedeniyle dünya edebiyatının en özgün yazarları arasında sayılır.
William Faulkner Sözleri Kısa
Saatler, zamanı öldürürler.
Geçmiş asla sona ermez, hatta geçmez bile.
Acı ile hiçlik arasında kalsam acıyı seçerdim.
Bir insan, kendi talihsizliklerinin toplamıdır.
Geçmiş asla ölü değildir. Geçmiş bile değildir.
Haksızlık yapılırken oturup bakamam. (Kutsal Sığınak)
Geçmiş asla ölmüş değildir, geçmiş geçmiş bile değildir.
Bir yazarın başarısı, göze aldığı başarısızlıkla ölçülür.
Arkadan konuşmak yalnız ahlaksızlık değil, korkaklıktır da.
Şimdiye kadar savaştan kazançlı çıkmış bir asker görmedim ben…
Ben Tanrıyı hep bir adam gibi düşledim dedi kadın. (Kutsal Sığınak)
Benim kızdığım bir şey varsa, o da namussuzca ikiyüzlülük. (Ses ve Öfke)
Ben herkese hakkını veririm, dinine ya da başka bir özelliğine bakmadan.
Kadınlar her konuda gurur ve onurlarına düşkündürler; bir tek aşk hariç.
Onun gölgesi bende olsa ben de kendi gölgemden korkardım. (Kutsal Sığınak)
Bir insan bana kalırsa her şeyden önce insandır, nerede ve ne olursa olsun.
Belki haklılardı aşkı kitaplara koymakta. Belki de yaşayamazdı başka yerde.
Aşkı kitaplara soktukları iyi oldu, yoksa belki de başka yerde yaşayamayacaktı.
İyi bir kadının duymayacağı bir sürü şey vardır ve bunları bilmese daha iyi olur.
Bir şeyi yapmaktan korktuğun zaman yaşadığını bilirsin “ dedi. (Emily’ye Bir Gül)
Çünkü insan daha önce çektiği acılardan hep bir parça korkar. (Çılgın Palmiyeler)
Yalnız durdu, ölmekte olan anasına baktı, yüreği sözlere boşalamayacak kadar dolu…
Şimdi anlıyorum ki, bir budalayı budala yapan şey,iyi öğütleri bile tutamayışıdır.’
Çünkü savunmasız varlıkları koruyan, onlara bakan insanların bencil dilekleri olmaz.
İnsan ölümlüdür ve ölümsüz olmanın tek yolu dünyaya ölümsüz bir şey bırakıp gitmektir.
Bu günah dolu yeryüzünün hiçbir köşesinde dürüst, çalışkan bir kişi kazanç sağlayamaz.
Korku’yu da hiç korkmamış kişilerin bulduğunu anladım; gurur’u hiç gururu olmayanların.
Daha beni dua etmek zorunda bırakma. Sevgili Tanrı, bırak biraz daha kahrolayım, birazcık daha.
Arkasına bakmamaya bile dayanıyor, bakmanın ya da bakmamanın bir işe yaramayacağını bildiği halde…
Savunmasız varlıklara iyi davranırsanız düşlerinizin gerçekleşmesi için Dilek Ağacı’na gerek yoktur.
Saatler zamanı öldürür. Küçük çarklar tıkırdadıkça zaman ölür, sadece saat durduğunda hayata geri döner.
Anlayamazsın ki şu kadınları. Tam bir şey demek istediklerine inanmışken, ortaya başka bir şey çıkarırlar.
Kelimelerin bir şeye yaramadığını anladığım zamandı; kelimelerin söylemek istediklerine bile uymadıklarını.
Zeki insanlar her türlü insan adaletsizliğine, budalalığına ya da acısına karamsar ve alaycı bir akli acıma duyarlar.
Benim kişisel deneyimlerime göre kendi ticaretim için ihtiyaç duyduğum araçlar kâğıt, tütün, yiyecek ve küçük bir viskidir.
William Faulkner En Güzel Sözleri
Ben, insanın son bulacağını kabul etmiyorum. Dayanacağını düşünerek, insanın ölümsüz olduğunu söylemek kolaydır. (Kırmızı Yapraklar)
İnsanlar sorunlara muhtaçtır. Bilinci keskinleştirip kuvvetlendirmek için biraz yenilgi ve umutsuzluk gerekir. Mutluluk sadece sebzelere özgüdür.
Görünüşe bakılırsa insan hemen her şeye dayanabiliyor. Hiç yapmadığı şeylere bile dayanabiliyor. Bazı şeylerin dayanılmaz olduğu düşüncesine bile…
Aynı anda birden fazla erkekle oynaşmaya kalkan kadın budalanın biridir. Erkekler derttir. Ne diye derdini ikiye katlasın ki insan? (Kutsal Sığınak)
Sen beyazları anlamıyorsun. Çocuk gibidir bu adamlar, dikkatli davranman gerekir, çünkü bir adım sonra me yapacaklarını asla bilemezsin. (Emily’ye Bir Gül)
Nasıl olsa artık gürültüsüz patırtısız yaşayabilirim diye düşünüyordu. Hiç değilse ölü hayatımın bunda sonraki günlerini şimdiden ölmüşcesine yaşayabilirim.
William Faulkner Kitap Alıntıları
Oysa çoğu kere yetişkin ve müzmin yalancı yalnız kendini aldatır ; hayatı boyunca kendini doğruluğuna inandıran adamın yalanlarıdır karşısındakini en çabuk inandıran.
Bir söyleşide; “Bazı okurlar, yazılarınızı iki-üç kez okuyunca bile anlamadıklarını söylüyorlar, ne diyeceksiniz?” diye sorulunca, cevabı basitti: “Dört kez okusunlar.”
Babam bir insan kendi talihsizliklerinin toplamıdır derdi. Bir gün gelir talihsizlik de yorulur sanırsın sen ama zaten senin talihsizliğin zamanın kendisi olur derdi babam.
Ben hiç bir kadına bir şey için söz vermem ya da ona ne vereceğimi söylemem. Kadınları yönetmenin tek yolu bu. Her zaman onları ‘acaba şöyle mi yapacak böyle mi’ diye düşündürmek.
Günaydın. “Biz Dilek Ağacı’nı arıyoruz,” dedi kızıl saçlı oğlan. “Çok uzaklarda,” diye yanıtladı yaşlı adam. Ciddi ciddi başını salladı. “Onu bulabileceğinizi hiç sanmam.” (Dilek Ağacı)
Zaman; gerilim hattındaki elektrik akımı gibi, hatırladığımız şeylerin içinden geçerek ilerler; gerçek, gerçeğin ancak bildiğimiz kadarıyla ilişkili olarak vardır; bunun dışında zaman diye bir şey yoktur.
Sevgili Bama Hala , kitabımı beyaz adamlar basacak artık. Harcourt &Brace A.Ş beni Liveright’ dan satın aldı. Burası çok daha iyi. Kitap Şubatta çıkacak. Ayrıca şimdiye kadar okuduğum en korkunç kitap. (Mektuplar)
William Faulkner En Çok Beğenilen Sözleri
Çünkü şimdiye kadar hiçbir savaş kazanılmamıştır demişti.Dahası savaşılmamıştır bile. Savaş alanı insanların delilikleri ile umutsuzluklarını ortaya çıkarır ve zafer felsefecilerle budalaların hayalidir. (Ses ve Öfke)
Acılı bir hayatla hayatsızlık arasında bir seçim yapmamı söyleseler, hiç duraksamadan acılı hayatı seçerim. İnsanlar hayatın ne kadar kötü olduğunu söylerse söylesinler, ben umudumu asla kaybetmedim. Henüz nasıl umut kaybedileceğini öğrenmedim
Çünkü bir insan yüreğinin tarihindeki, birbiriyle çelişen giderek birbirini çürüten olayların sanat yoluyla bir düzene sokulup perçinleştirilmesi, böylelikle gerçeğe benzer, inanılır bir duruma getirilebilmesi ancak ve ancak yazında olur. (Duman)
Yaşlı insanlar için tüm geçmiş, matematiksel bir düzen içinde gitgide uzaklaşan bir yol değil, en çetin kışlardan bile pek etkilenmeyen ve şimdi artık kendilerinden son eyguzelsozler.com on yılın darboğazıyla ayrılmış bulunan koskoca bir çayırlıktır.
Günde sekiz saat boyunca yemek yiyemezsiniz. Sekiz saat boyunca hiç durmadan bir şeyler içemezsiniz. Sekiz saat boyunca seks yapamazsınız. Ama sekiz saat boyunca hiç durmadan çalışabilirsiniz. İşte insanlığın mutsuzluğuna neden olan en büyük şey budur.
Daha ileri bir yaşta olsaydı, çocuk buna dikkat eder, neden daha büyük bir ateş yakmadığını anlamaya çalışırdı- yalnızca savaştaki savurganlığı ve yıkımı görmekle kalmayıp kanında kendisinin olmayan nesneleri hoyratça harcama eğilimi de taşıyan bir adam, neden önüne çıkan her şeyi yakmıyordu ki? (Emily’ye Bir Gül)
Çünkü bir insan her zaman şimdi çektiği sıkıntılardan çok ileride çekebileceği sıkıntılardan korkar. Bir değişikliği göze alamaz da, alışık olduğu sıkıntılarına dört elle sarılır. Evet. Çoğu adam yaşayan insanlardan nasıl kaçıp kurtulmak istediğini anlatır. Ama ölü insanlardır zarar veren. Sessizce bir yerlerde yatıp onu yakalamaya çalışmayan ölülerdir, kaçamadığı.” (Ağustos Işığı)